Çok eskiden hacca deveyle gidildiği dönemde bir k*rt karısıyla helalleşip deve bulamadığı için eşeğine bindiği gibi hac yolculuğuna başlamış. Aradan günler haftalar geçmiş. Adam eşeğinin üstünde güneş altında giderken aklına karısı gelmiş. Yav heval demiş ben bu öşşeği gibecem. Eşeği tutmuş, malını çıkarmış tam sokacak, eşek birden yerinde zıplamış. Adam paldır küldür düşüp toz toprağa karışmış. Ayağa kalkınca ya ben napiyürüm. Bu hac yolunda, işleyeceğim günaha bak. Tövbe edip şeytana lanet girsin demiş. Eşeğine atladığı gibi yoluna devam etmiş. Yine günler geçmiş. Kızgın güneş altında yoluna devam ederken karısı aklına gelince: Bu sefer ne yapıp yapıp bu quzzi keriyi gibecem demiş. Eşeği rampa gibi bir yere geri yanaştırmış. Kendiside malını çıkarıp yaklaşmış tam sokacak, eşek bir iki adım atmış. Adam yine paldır küldür aşağı düşmüş. toz toprağa karışmış. Üstünü başını silkelerken, Yov ben ne yapiyürüm, hac yolunda ben bu günahı nasıl işlerim. tövbe etmiş lanet girsin şeytana demiş.
Günler böyle eşek sırtında geçerken bir vahaya gelmiş. Gölgelik, hurma ağaçları ve suyu görünce yine karısı gelmiş aklına.
Bu sefer kesin gibtim demiş. Eşeğin dört ayağını da birer ağaca bağlamış. Kendine bir salıncak yapmış. Salıncağa atlamış, başlamış sallanmaya. Gidip geldikçe de eşeği gibmiş. Adam rahatladıktan sonra pişmanlık duymuş; 
Yav ben ne yoptim. Hac yolunda bu günahı nasıl işledim diye şeytana lanet okuyunca bir ses duymuş.
gibtir ulan muallak. Ben bunca yıllık şeytanım. Hem eşeğin gibildiğini, hem de salıncakla gibişi ilk sende gördüm demiş.