+2
kapının önündeyim kafamı yukarı kaldırıp derin bir nefes alıyorum ellerimi çenemle beraber sıkarak ayağımı kapıya vuruyorum menteşeleri yerinden sökülerek kapı yere seriliyor tabi bunu hayal ediyorum bu olmuyor önemli değil çıkartacağı sese umursamadan tokmağı indiriyorum kapıyı itip içeri giriyorum nereye gideceğimi bilerek gözlerim ters dönmüş bir şekilde ilerlemeye başlıyorum kendimi elimle koymuş gibi sandalyemde otururken buluyorum kendimi fark ediyorum tepki göstermeme izin vermeden kendimi kazağımdan çekip gözlerimdeki şaşkınlık ve korkuya aldırmadan kafamı masamın yanındaki kolonun sivri köşesine vurarak alnımı yarıyorum kemik parçaları yere dökülüyor kan ve beyaz sıvı etrafa saçılıyor duvarlara ve yere sıçrayanlara aldırmadan dengesini kaybetmiş bedenimi yatağa fırlatıyorum kalan dengemle yataktan kalkmaya çalışıyorum kalkmama izin vermiyorum açılmış ağzımdan faydalanarak kafamı yatak başına geçiriyorum sırtımın üzerine dizimi basarak vücudumu sabitliyorum cebimden plastik kelepçeler çıkarıyorum birkaçı yatağın üzerine düşüyor umursamıyorum bir yandan da hala kurtulmaya çalışıyorum bileklerimi terse alıyorum kelepçeyi kemiklerime değdirmek istercesine sıkarak ellerimi birbirine bağlıyorum eşortmanımı indiriyorum kazağımı göğsüme doğru sıyırıyorum beyaz ışığın altında ay gibi parlayan zütüm ve kraterlerin oluşturduğu karanlığını andıran kıllarım karşımda beliriyor sağ elimi geriye doğru atıyorum var olan ve o an daha fazlasını yarattığım kuvvetimle yağlarını tavana değdirmek istercesine zütümü tokatlıyorum zütüm saniseler içinde de olsa şeklini kaybediyor ben saatler boyunca o anı izlediğimi hissediyorum zütümü avuçlarımla iki yana ayırıyorum kılların arasından deliğimi görmeye çalışıyorum göremiyorum çakmak çıkarıyorum yağlarım eriyip damla damla çarşafa akmaya başlayıncaya kadar kıllarımı köklerinden yakıp deliğimi ortaya çıkarıyorum dizim sırtımda yiten bilincimle vücudum titremekten başka tepki veremiyor bıçak arıyorum yataktan inip ayaklarımı üzerine bastığım yerde birikmiş kan ve kemik sıvılarından koparmaya çalışarak yürüyor ve koridora çıkıyorum mutfağa giriyorum çekmeceyi açıp bir bıçak alıyorum ocağı yakıp bıçağın kızarmasını bekliyorum onunla zütümü oyacağım kendime öyle büyük bir acı yaşatacağım ki gibilirken alacağım zevkin karşısında bir vicdan azabı hissetmeyeceğim hatta bir vicdanım olduğunu unutacağım böylece sadece aldığım zevke ve hissettiğim acıya odaklanacağım ocağı kapatmadan kızaran bıçağı alıp yürümeye başlıyorum ki artık dünya yansa umurumda değil koridoru adımladığım her an duyduğum dehşet saf heyecana dönüşüyor iştahla odama yürüyorum odaya giriyorum kendimi neredeyse bıraktığım gibi zütü biraz yere inmiş halde dişlerimle yatak başına tutunmaya çalışırken buluyorum geçen zamanın farkına varıyor soğumadan avcumda tuttuğum bıçağı züt deliğime saplıyorum kenarlarını keserek zütümü yarıyorum kan gözlerime sıçrıyor rahatsız olmuyorum her şey kırmızı görünüyor kendimi de her zaman görmem gerektiği gibi bir şeytan olarak görüyorum pantolonumu indiriyorum bacaklarımdan aşağı yatağa süzülen kan ve dökülen tak parçalarına aldırmadan gibimi parçalanmış züt deliğime sokuyorum burnuma gelen kan ve tak kokusu beni daha da delirtiyorkendimi yok etmek istercesine gibimi sokup çıkarıyorum kendimi her geri çekişimde akmakta olan kan fışkırarak dışarı boşalıyor yatağın ağırlaştığını ayaklarımın ıslandığını hissediyorum her zaman olmak istediği et yığınına dönüşmüş olan bedenim halinden memnun sadece seğiriyor sinirlerimi içine sarıldığı bedenimden dışarı çıkartmak istercesine kendimi gibmeye devam ediyorum gibime akan sıcak kanın verdiği hazza rağmen boşalmak istemiyorum ikimizde mosmor olana kadar kendimi gibmeye devam ediyorum morarmaya başlıyoruz artık neredeyse bir patlıcanı andıran ölü bedenim bile beni tiksindirmiyor her zaman hissettiğim iç bulantısının geçmeye başladığını hissediyorum sanırım iyileşiyorum boşalmak istiyorum ayak parmaklarımı birleştirmek istercesine birbirlerine itip arka kafamı sırtıma yaslayarak oluk oluk ölü bedenime boşalıyorum