içerisi bomboştu. Tek bir makine bile yoktu.

Artık böyle olumsuzluklara öyle alışmıştım ki beyler.

Yerlerde kablolar yüzünden yürümekte zorluk çekiyordum. Sandalyeler yerlere yığılmış kablolar bin edilmiş.

Aralarında gezerken bir dal sigara yakıp ofise doğru yürüdüm.

Ağzı yüzü gibilmiş birini gördüm. Bir baktım Salih.

Dürttüm dürttüm uyanmıyor. Su falan döktüm suratına kalktı.

Uyanır uyanmaz ağlamaklı oldu.
•
Kanka bu hüseyin anamızı giber*

Ateşim çıktı birden, gerildim. Bir duman aldım sigaradan Salihe uzattım.

Ne oldu anlat dedim.

Salih: Dün buldular oğlum beni buldular. Onların telefonunda aradım yalan söylettiler. Ölücem sandım lan.

Salih baya korkmuş gibiydi. Onun korkusu banada yansıdı.

Sözüne devam etti. * Sabaha doğru bana kafeyi açtırdılar. ibret olsun diye boşalttılar mekanı, zütürdüler makineleri. Bırakalım oğlum bu işi bırakalım, başka iş yaparız. Satalım siteyi falan.

Bilmiyordum beyler. Çok kararsızdım. Oturdum betona başladım düşünmeye.