1. 8051.
    +1 -4
    isteyen buradan isteyen de kardeslikyolunda. blogspot.com.tr 'dan okuyabilir

    Her türlü sosyal mecrada gezerken, televizyonda haberleri izlerken, metrobüste, minibüste ve orada burada şurada etrafı gözlemlerken kısaca yaşarken, insanların inanılmaz ve -bence- geri dönüşü olmayacak bir şekilde bölündüğünü farkettim. Gerek dış mihrakların güdümündeki maraş dondurmacısı türevinde tipler, gereksiz akademisyenler ve bilinçli bir şekilde tatlı tatlı misyonunu yüklenmiş lafta din alimleri tarafından sistematik bir şekilde insanlarımız kutuplaştırıldı, insanlar birbirlerini ötekileştirdi, insanlarımızın dini duyguları vampir edasıyla sömürüldü hatta ve hatta bir insan şort giydiğinden dolayı tekmelendi ve bazı insanlar sakalından dolayı toplum tarafından terörist muamelesi gördü.

    Her türlü görüşün yobazı fanatiği olmak bence bu problemleri açığa çıkarıyor. Adam kusursuz olan islamı cahiliye zamanından gelme arap kültürüyle bir güzel karıştırıyor, islam nasıl yaşanmaz, nasıl ideal bir müslüman olunmazı örnekliyorlar ve daha kötüsü -maymun ve muzlu deney gibi- neyi neden niçin savunduğunu bilmeyen ağızdan oluk oluk ishal şeklinde sıçan bireyler yetiştiriyorlar.
    Bu minik örneği tam ters görüş içinde geçerli. Benim demek istediğim aslında bu saçma sapanlar bölünmeleri kutuplaşmaları tetikleyen her görüşün ucunu fanatizmini yapan yobazlar oluyor. Olanda kendi halinde baş örtüsünü takan veya şortunu giyen kadınlara kızlara oluyor.

    Birde bu olayları laiklikle bağdaştırmaya çalışanlar oluyor. Kardeşim laiklik demek devletin her dine ve inanışa -ister makarnaya ister patatese tap- eşit mesafede durması demektir.Din kurallarının ve hukuk kurallarının yaptırımları birbirinden farklıdır. Fakat ihmal edilmemesi gereken şöyle bir ortak nokta vardır: din kuralları da hukuk kuralları da normatif niteliktedir. Yani bir şeyleri yasaklayan, emreden ve bir şeylerin yapılmasına yetki veren insan hayatını düzenleyen kurallardır. Kuran bir anayasadır o ülkedeki hukuk kurallarından bağımsız bir şekilde inanan insanın hayatını düzenler. Herkes gücü yettiğince uygular kendi yaşamında ondan ibretler alır. Kuran'da zina haramdır ve yaptırımı ağırdır. Hem bu dünyada yaptırımı vardır -kirli kabul edilip temiz bir kadınla evlenemiyor ancak ortak koşanlar ve zina etmişlerle meşru ilişki yaşayabiliyorsun- hemde diriltileceğimiz günde hesaba çekileceğimiz zaman bu eylemin yaptırımıyla karşı karşıya gelinecektir. Ancak laik bir ülkedeyseniz bu olay devlet tarafından somut bir yaptırıma bağlanmamıştır. Yazımın devamında da vereceğim örnekleri ve yapacağım karşılaştırmaları bu bağlamda yazacağım.

    Kardeşim gelir vergisi kanununda ve vergi usül kanununda yer alan kurallar hukuk kurallarıdır. Vergini ödemezsen vergi senden zorla alınır, para cezasına belki de hapis cezasına çarptırılırsın. Ama durumun elverişli olup zekat vermezsen zekatını ver diyen din kuralını ihlal etmiş olursun fakat Türkiye'de kimse senin malını icra edemez veya başka bir cezaya tabi tutamaz. Ancak ve ancak Allah'ın bir emrini yere getirmemekten dolayı cehenneme inandığından dolayı bu dünyada cehennem korkusunu yaşarsın. Ama, eğer başka bir ülkede zekatını vermeyen bir kişinin malı icra ediliyorsa onlara bu dünyada bir yaptırım uygulanıyorsa kısacası zekatını ver kuralı bir yaptırıma bağlanmış ise bu kural artık bir din kuralı değil bir hukuk kuralıdır yani köken olarak dini olan bir kural, hukuk kuralı haline dönüşmüştür.
    Bu yazıda dikkat edilmesi gereken nokta din kurallarını yaptırıma bağlayan şey, yani bu kuralları hukuk kuralına dönüştüren şey, tanrının iradesi değil, insanın iradesidir.

    Şimdi gelelim asıl demek istediğim noktaya, şimdi bütün din kuralları eğer somut yaptırımlara bağlanırsa, din tamamen hukukla ikame edilmiş olur. Bu sistem bütün kuralları dini kökenli olan bir sistem olarak tanımlanabilir. Böyle bir sistemde din düzeni değil hukuk sistemi olur yanisi böyle bir sistemde hukuk değil, din ortadan kalkar. Böylece insanlar dünyevi zamanda dini aslında kural koyucular için yaşar hale gelirler.

    Bu sistemin tam tersi olarak ise tamamı itibarıyla dini kökenli olmayan hukuk kurallarından oluşan sistem olur. Bu düzende hukuk kuralına dönüşmüş bir din kuralı yoktur.Bu iki düzende fantezidir. Bir mutlak şeriat hukuk düzeninin kurulması mümkün olmadığı gibi bir mutlak laik hukuk düzeninin kurulması da mümkün değildir. Bütün laik hukuk sistemlerinde dini kaynaklı kurallar vardır. Örneğin bizde dini bayramların tatil olması, hafta sonu tatilinin pazar günü yani dini kaynaklı olması gibi. Bunu geçtim bir hukuk kuralının konulması safhasında her zaman bir dini kaynaktan veya dini bir kuraldan esinlenilebilir ve anayasamızda kanunlarımızda bolca esinlenilmiştir. Sonuçta dini kaynaklar tanrının kelamıdır. Cahiliye devrinde kız çocuklarını gömen kadına değer vermeyenlere öğretmek için gelmiştir. Eee bu da Türk Medeni Kanunu'nun alanına girmez mi?

    Yazdıklarımı yeni yetme 1.sınıftaki bir hukuk öğrencisi olarak aşağıda kaynak olarak belirteceğim kitaplardaki ilgili bölümleri kavrayarak okuyup belirli bir amaç doğrultusunda sizlere ben dahi aktarabiliyorken, bir ulusun bir vatanın kurtuluşuna vesile olmuş, gerek siyaset alanındaki gerek askeri alandaki derinliğini somut bir şekilde 7 düvele ispatlamış olan Mustafa Kemal Atatürk ve yanındaki en az onun kadar bilinçli olan insanların kavrayamaması, büyük bir ulusun ilelebet payidar kalacak cumhuriyetinin anayasasını hangi temelde oluşturacakları konusunda hataya düşmeleri sizce olası bir şey mi?

    Kaynaklar: Şaban Kayıhan, Hukukun Temel Kavramları - Kemal Gözler Hukuka Giriş
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +1
      Bana göre Dinin maddi ve ya manevi bi yaptırımının olmasın kötü bişi , elbet her kötülğk yapanın cezasını çekmesi lazım . Yapılan iyiliklerin ve ya ibadetlerin belli oranı sırf cezalandırılmamak için (ceheneme gitmesin) diye yapılmaktadır sırf Allah istedi diye ve ya görevimiz olduğu için değil cehenemde yanmamak için yapılmıştır. Hukuk kuraları toplumun yapısı ve ya adetlerine göre yapılmamalı . insanların haklarına göre yapılmalı.
      iran ve ya afganıistan baktığımızda hukuk sistemleri şeriate dayanırn, cuma tatil gündür celali takvimi kukanılır , kadınların hakları kısıtlanır vs bu toplumdaki adet gelenek ve yaşantılara göre şeriat hukuku uygulanır ve bu yüzden geri kalmış bir toplum yapısı oluşturulur.
      ···
   tümünü göster