Sabah uyandım. kollarımda çırılçıplak birşekilde Canan vardı. Yatakta dikilip biraz izledim onu.Pencereden giren Güneş sarı saçlarını aşıp beyaz tenine vuruyordu. Bilgisayardan bir şarkı açıp yanına döndüm.
https://www.youtube.com/watch?v=UUQDNHGfJIo
Dudaklarından öperek uyandırdım. Gözlerini araladı.
+ Demek rüya değildi. dedi. yüzüne düşen saçlarını düzelttim
- Değildi.. dedim
Hadi kahvaltı yapalım diyip mutfağa gittim. Kahve makinasından iki nescafe hazırladım bide dolapta olan bikaç şeyi masaya kurdum. yumurta yapmak için ocağı kurdum . Bu arada üstünü giyinip yanıma gelmişti bile. Arkamdan sarıldı.
+ Keşke farklı hayatlarda tanışsaydık. dedi.
- Keşke . dedim.
Kahvaltımızı yaptıktan sonra onu nere bırakacağımı sordum. Arabasını buluştuğumuz yerin yanına park ettiğini söyledi. Onu zütürüp bıraktıktan sonra eve dönüyordumki. Telefonum çaldı. arayan Tuğçeydi. Konuşmak istemiyordum Tuğçeyle hem içimden gelmiyordu hemde yüzüm yoktu. Kapatıp arabanın yan koltuğuna attım telefonu. Sonra yeniden çaldı.
Ne var Tuğçe ne var diye söylenip telefona baktımki arayan bilmediğim bir numaraydı. Açtım
+ Alo
- Sedat oğlum nerdesin.
Bu amcamın sesiydi telaşlı geliyordu.
+ Noldu amca yoldayım hayırdır .
- Oğlum Baban hastanede.. Dün kalpkrizi geçirmiş iş arkadaşları zütürmüş hiçmi haberin yok.
Nasıl evlatsın anlamıyorumki. Çabuk Devlet hastanesine gel.
Apar topar Hastanenin yolunu tuttum.
Amcam ve Yengem vardı babamın olduğu odanın kapısının önünde bekliyorlardı. Yanlarına gittim.
- Durumu nasıl.
+ Oğlum nasıl haberin olmaz baban değilmi bu senin.
- Bir süredir konuşmuyoruz ben başka yerde kalıyordum.
+ Tövbe estağfurullah . Olucak iş değil Sedat koskoca adamsın yaptığın işlere bak.
- Ya durumu nasıl amca söylesene. gerisini boşver halledicem ben.
+ Doktor pek bi açıklama yapmadı. dedi.
amcama hiçbişey demeden babamla ilgilenen doktoru bulup yanına gittim.
+ Ben bu hastanın oğluyum durumu nasıl acaba.
kendince karmaşık şeyler söyledi.
Dün kalpkrizinden geldi. Durumuda iyiye gitmiyor demeye getirdi.
+ Görebilirmiyim .
- Tabi .
Babamın odasına girip kapıyı kapattım. Amcamlarda içerideydi.
Suratı çökmüştü sanki 10 yıl yaşlanmış gibi bakıyordu dış görünüşüde ondan halliceydi.
O halini görünce dayanamadım gözlerim doldu.
Affet beni deyip sarıldım. Nolur affet dedim.
+ Oğlumsun sen benim hatalarda yaparsın elbet. Hayatıda böyle öğreniceksin. Yaptığın şey affedilemez birşey benim için ama ben yine seni affediyorum.
Gözlerimden bir kaç damla yaş süzüldü.
- Özür dilerim baba. dedim. Ve Amcamlar gittikten sonra biraz daha yanında kaldım .
Sonra hastaneden çıkarken doktora numaramı verdim '' benim biraz işim var bir gelişme olursa lütfen
arayın deyip çıktım.
Eski evin anahtarı hala duruyordu bende. Eski evime taşınmanın vakti gelmişti. Yeni evden birkaç eşyamı alıp eski odama zütürdüm. Eski odama bakıyordum. Gitarıma, bilgisayarıma, yatağıma Günlük 1 liramı attığım ve haftasonlarımı kurtaran içi dolu kumbarama. Herşey çok masumdu. Artık eski hayatıma dönmeliydim çok geç olmadan .
Telefonum çaldı arayan Tarık beydi. Beni yanına çağırdı Furkanla ilgili konuşmak istiyordu.
Yanına gittim. Ofisinde oturuyordu. Karşısında durdum.
+ Buyrun Tarık bey. dedim
Rızayı öldürdğü üzerinde kanların kurduğu beyzbol sopasını çıkardı. Ruh hastası o günden beri saklıyormuş .
- Bunu hatırladınmı
+ Hatırladım efendim.
- Peki sana ne dedim Sedat.
+ Bana bir çok şey söylüyorsunuz efendim.
- Hayır Sedat o gün sana Dikkatli olman gerektiğini burada hataya yer olmadığını söyledim. Ama senin o en yakın arkadaşın 10 milyon dolarımı alıp birde en yakın adamımı öldürüp kaçtı.
Rakamı duyunca şok olmuştum.
+ Ortalıktan kaybolduğundan ve Osman abinin öldüğünden haberim var efendim ancak size yemin ederim Furkanın yerini bilmiyorum.
Bezbol sopasını bana doğrultup.
- Şimdi sen .. Seni buraya sokan ve öz kardeşin gibi gördüğün adamın paramı çalıp nere gittiğini bilmiyorsun hemde tek arkadaşı sen kalmışken öylemi.
+ Evet efendim
- Bana oyun oynama Diyip beyzbol sopasını yere fırlattı.
Biliyosun işaret parmağıyla defalrca omuzumdan ittirip biliyosun Sedat ama söylemiyosun. dedi.
Bu konuşmanın sonu benim ölümümle bitebilirdi. Hemen bir hamle yapmam gerekiyordu.
+ Tarık bey . Kendinizi daha fazla yormayın artık efendim. deyip sialhımı çıkarıp namlusunu çenemin altına koydum . istediğiniz buysa söyleyin .
- istediğim bu değil istediğim yerini söylemen.. Sedat sen benim şüphesiz zeki ve iyi adamlarımdan birisin ancak o Furkan denen bini kendi ellerimle geberticem.
bu sırada hala silahı indirmemiştim.
+ Bilmiyorum nerde olduğunu Tarık beey. Diye bağırdım.
Çaresiz bir yüz ifadesiyle yeniden koltuğuna oturdu. derin bir nefes alıp verdi gözlerini kapatarak.
Tamam gidebilirsin. dedi.
Villa dan çıkıp Eve gittim duş alıp üstüme rahat bişeyler giydim. Ve hastaneye gidiyordum
Telefonum çaldı. Bilmediim bir numaraydı. Açtım
- Merhaba ben Doktor Murat Şen
+ Noldu doktor bey bir sorun mu var oraya geliyodum bende.
- Hızlı olsanız iyi olur deyip kapattı.
Son gaz hastaneye gittim. Kalbim hiç bukadar hızlı atmamıştı. Hastaneye girdim Babamın odasına doğru seri adımlarla çıktım.
Oda boştu . Doktoru bulup yanına gittim o ana kadar babamın taburcu olduğunu düşünüyordum.
+ Noldu babam nerde . Dedim telaşla.
- Bakın öncelikle sakin olun.
+ Söylesene Doktor babam nerde. diye bağırdım.
- Babanız Vefat etti Sedat bey.
Hastane koridorunda yere çöktüm. Bayılmışım.
Uyandığımda hastanedeydim serum bağlamışlardı.