-
1.
0Kafam artık almıyordu, ve tekrar. Anılar beynime hücum etmeye başladı. Hz. Lokman. Hz. Hızır. Cinler ve melekler. Astral yolculuklar. Kalp gözü... Hatırlamıştım. Kazadan sonra neredeyse tüm gençliğimi bunlara adamıştım ve en sonunda başarmıştım. Hikmet kavrdıbını çözmüştüm. Rüya tabirlerinde üst seviyeye ulaşmış ve rüyamda seyahat etmeye dilediğim yerleri hac edebilme imkanı verilmişti. Şüphesiz bu benim gayretimin sonucunun tebriki idi. Kabirliklerin geçmişini görebiliyordum. Onların azab içinde olup olmadıklarını, geçmişlerini her şeylerini. En mutlu anlarını görüyordum. Kalp gözümü açmıştım, 6. His. Olaylar umduğum ve dilediğim şekilde yaşanıyordu. Dünya benim etrafımda dönüyordu. Bu kadar kudret ve hikmetin sahibi olarak yapmam gerekeni biliyordum. Şükretmek. Ellerimi o anda açtım.
"La ilahe illallah ve muhafaziden Rasulullah. Rahman ve rahim olan. Bana verdiğin nimetlere şükürler olsun. Beni en seveninden eyle ya rab. Şüphesiz sen Cennetin ve Cehennemin yaratıcısı doğmamış ve doğrulmamış olansın. Sen beni af eyle. Alemlerin rabbine hamd olsun."
Kısa şükür duamdan sonra dünyanın ötesine kayarak düşünmeye başladım. Allah ile sürülmüş iblis arasındaki bu çatışma ne şartlarda yaşanıyordu? Şeytan bir cindi. Dumansız ateşten yaratılmıştı. Emrinde ifritler, zebaniler ve yecu'c ve mecu'c vardı. Allah şüphesiz herkesi yaratandı. Emrinde 4'er 6'şar kanatlı melekler bulunduruyordu. Bu melekler göğü havada tutar. insanları korur ve sorgularlardı. insanlar madde, cinler mikrodalga, melekler ise quantum varlıklardı. 3 alemde birbirinden farklı ortamlarda bulunuyor. Aynı dünyayı yaşıyordu. Bir ifrit insanın sinirlerinin içinde dolaşabiliyor. Ve insan savunmasızsa musallat bile olabiliyordu.
Ve ben etrafımda sadece beşeri dünya olmadığını anladığımda, şunu farkettim,
Bana verilen bu kuvveti neye kadir kullanacaktım?
başlık yok! burası bom boş!