1. 76.
    +3
    elfida şarkısının hikayesi (haluk levent'in ağzından);

    1. “elfida ismi sonradan verilmiş bir isim. adı beyzanur kızımızın. 4 yaşlarındayken tanıştım.”

    “babası murat çelik bir emekçiydi. kızın amansız bir hastalığı vardı
    ve bu amansız hastalıkla mücadelesine destek olmak için cerrahpaşa tıp
    fakültesine gidiyordum, doktorlarla görüşüyordum.”

    2. “haluk bey, bu kızı gözden çıkartın…”

    “bir gün doktor odasındaydım ve doktorlardan biri gelip bana “haluk bey,
    bu kızı gözden çıkartın.” dedi. yanımda da müzisyen arkadaşım emrah
    aydoğdu var. emrah, “gözden çıkartılan kadın anlamı osmanlıca’da
    elfida.” dedi. belki tam birebir anldıbını karşılamıyordu ama bir kavram
    olarak çok uyuyordu. tabi biz birbirimize sarılıp ağladık. gerçekten
    beyzanur’u çok seviyordum.”

    3. “beyzanur’a yazdığım şarkıyı ona söylüyordum, ama o elfida’nın kendisi olduğunu bilmiyordu…”

    “ve oturdum şarkıyı yazdım. sevgili emrah aydoğdu da elinden geleni
    yaptı ve sözlerinde düzenlemeleri yaptık. ömer faruk güney’in de müziği
    vardı. bu şekilde beyzanur’un son günlerinde ona şarkıyı söylüyordum ama
    o kendisi olduğunu bilmiyordu, elfida olarak biliyordu. tabii küçük bir
    çocuktu son zamanlarında, 8 yaşlarındaydı.”

    4. “omzumda iz bırakma, yüküm dünyaya yakın…”

    “o dönemde şirketlerim batmış, sözlerdeki “omzumda iz bırakma, yüküm
    dünyaya yakın.” şunu ifade etmek içindi: ya zaten dünya kadar batmışım,
    sıkıntılıyım. beyzacığım ne olur bari sen gitme demek içindi.

    5. “yüzyıllardır sarılmamış kolların…”

    “o sözlerdeki yüzyıllardır sarılmamış kolların cümlesinin sebebi de
    şuydu: anne ve babası gece gündüz nöbetteydiler. beyzanur’un
    kırılganlığından, hasta yatağından dolayı sarılamıyorlardı. gerçekten
    sarılabildiklerini görmedim.”

    6. “sisliydi kirpiklerin ve gözlerin yağmurlu…”

    “beyzanur’un hep yağmurlu gözleri vardı. hayata tutunmaya çalışan…”

    7. “beyzanur’u kaybettik…”

    “o dönemde hastane personeline bakırköy’de bir konser verdim. beyzanur’a
    iyi baksınlar diye onların gecesine katıldım. o gece evden başka bir
    yere kaldırılan beyzanur’u kaybettik.

    8. “adını elfida koyun…”

    “beyzanur’u kaybetmemizden sonra anne ve babasından rica ettim.
    yıllardır beyzanur’un başındaydınız. evet kızımızı kaybettik ama lütfen
    bir çocuk daha yapın dedim. aradan bir yıl geçti ve beni aradılar. haluk
    abi, bir çocuğumuz oluyor. adını elfida koyun dedim. şu anda o elfida
    belki de 8-9 yaşlarında ve bir okulda okuyor. ablasının ismini taşıyor…”

    9. haluk abimiz, bu şarkıyı hiçbir zaman ticari amaçla kullanmak istememiş.

    “ben bu şarkıyı ticari amaçla kullanmak ve vermek istemedim ve vermedim
    de. bu başka bir şeydi. bir akdeniz akşamları faciası daha yaşamak
    istemiyordum. biliyorsunuz akdeniz akşamları muazzam bir şarkıdır
    aslında. o dönemin bir öyküsüdür ama herkes okuya okuya artık içimizden
    gelmeyecek hale geldi. elfida’nın öyle olmasını istemiyordum, o çok özel
    bir şarkıydı. ama ben yurt dışındayken benim bilgim dahilinde olmadan
    ankara’dan bir müzisyene verilmiş şarkı. çok üzüldüm ve kızdım. ailesi
    beni aradı, çok özür diledim. gerçekten benim elimde değildi. onlar da
    anlayışla karşıladı ve bundan sonra kimseye vermeme kararı aldık
    şarkıyı.
    alıntıdır...
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster