eve

geçtim. mesaj attım. durumu anlattım ama cevap yoktu i.ablamdan. öğleden sonra telefonum çaldı. arayan i.ablamdı.

kuaförde olduğu için telefonu açamadığını söyledi. telefonda yarım saat kadar konuştuk. gece olanlardan bahsetmedi

hiç. ben konuyu oraya getirmeye çalıştıkça o lafı bir şekilde değiştiriyordu. akşam bir şeyler içelim mi diye

sordum. düğüne gideceğini söyledi. düğünden sonra olur ama dedi. sonra "sende gelsene benimle, bir sürü kız olur

orada, sana da birini buluruz dedi. sen bana yeter de artarsın dedim. güldürme beni kaçıp gittin hemen dedi. akşam

düğünde görüşürüz deyip adresi aldım. akşam 7 gibi düğün salonuna gittim. salon dediğimde kocaman ormanlık alanın

ortasında kır düğünü yapılan bir yerdi. i.abla kırmızı tek parça bir elbise giymişti. yakası açıktı. oturduğu masaya

gittim. bende normal siyah takım elbisemin pantolonunu giymiştim beyaz gömlekle. yanına oturdum. arkadaşlarıyla ve

eşleriyle tanıştırdı. gürültüden fazla muhabbet edemiyorduk. herkes yanındakiyle konuşuyordu. i.ablanın kulağına

yaklaşıp; kırmızı çok yakışmış, en sevdiğim renk dedim. sağ ol paşam dedi. evlenen çift sahnede dans ederken,

misafirlerde yavaş yavaş dansa kalktı. dans etmeyi hiç bilmem ama şakasına i.ablama; abla dans edelim mi dedim. olur

dedi. elini tuttum kaldırdım. el ele dans etmek için yürüyorduk arkamdan geliyordu. i.ablama baktım. giydiği tek

parça kırmızı elbisesi çok darmış. zütü kocaman dışarı doğru çıkık duruyordu. eminim ki geldiğinden beri zütüne

bakıp gibme hayali kuranlar olmuştur. elimi beline attım ve yavaş yavaş sallanmaya başladım. dans etmeyi bilmediğim

için utanıyor ama çaktırmıyordum. zaten bir sürü insan dans ediyor kalabalığın içinde anlaşılmıyordum. göz gözeydik.

elbisen çok dar değil mi diye sordum. ne olmuş ki dedi. vücut hatların çok belli dedim. evet ya göbeğim acayip belli

oluyor dedi. elimi hafifçe kalçasına doğru kaydırıp," ben buradan bahsediyorum" dedim ve hemen elimi çektim bir

gören olur diye. bir şey olmaz, onlar dokunamazlar görseler böyle ne olur sanki deyip başını omuzuma koydu o şekilde

dans ediyorduk. saçlarını öpüp çok güzelsin yine dedim. sağ ol paşam dedi. müzik değişti, herkes oynamaya başladı,

biz yerimize doğru gidiyorduk. i.ablam önümde yürüyordu. gerçekten elbisenin içinde zütü tamamen ortadaydı ve

yürürken sallaya sallaya yürüyordu. masaya geldiğimizde tam oturacağı sırada, yüksek sesle; " i.abla biraz gelir

misin annemle konuşman lazım telefonda dedim. maksadım i.ablayı ağaçlık alana çekmekti ve bunu yaparken masadaki

arkadaşlarının şüphesini çekmemek için yüksek sesle konuştum. ne oldu canım hayırdır dedi yürürken. kalabalıktan

yaklaşık 30 metre uzaktaydık. sadece yalnız kalmak için öyle söylediğimi anlattım. bulunduğumuz yer aydınlıktı. bi

dönsene şöyle deyip elini tutup kendi etrafında çevirdim. ayva göbeği olmasına rağmen çok çekici duruyordu. noldu

sıpa dedi gülüp. gelsene şöyle deyip elinden tutup ağaçların arkasına doğru çektim zorlayarak.