-
26.
+3Arabada kimse bu olay hakkında konuşmuyordu... Sessizliği Neslihan bozmuştu.
"Neden böyle bir şey yapsın ki" diyordu...
"O yapmadı." dedim...
Şaşırmışlardı... "Polis intihar ettiğini söylüyor ama" dedi...
"Bilmiyorum , Orhan bana intihar etmediğini söyledi" dedim...
Onlar da korkmuştu... Onlar cinayetten ben ise daha farklı şeylerden şüpheleniyordum...
Otele geldiğimizde Orhan'ın odasındaki inceleme bitmişti... Kapıda ve herhangi bir yerde zorlama görülmüyordu.
Pencerelerde de farklı kişiye ait izler yoktu... Her yer yerli yerindeydi aslında.
Kameralarda da bir şey yoktu.
O sırada Orhan'ın yatağının hemen üstünde bir kağıt parçası vardı... Polisin göremeyeceği kadar aradaydı , ince bir detaydı.
Kağıdı alıp baktım.
"ہزار نو سو ننانوے" yazıyordu... Bu yine o yazıydı.
1999 yazıyordu.
Ama bunun anlamı depremin tarihi miydi yoksa farklı bir şey miydi bilmiyordum.
Ordaki kağıdı alıp odama geçtim... Bahri Abi ve Neslihan da dinleniyorlardı.
Bu sayı ile benim kağıdımdaki sayı aynıydı... Orhan ile konuşmam lazımdı ama bizi kabul etmiyordu.
Akşam yemeğinde bir araya geldiğimizde Bahri Abi kanala bu durumu ilettiğini ve Orhan'ın hastaneden çıkınca evine dönmesi gerektiğini söyledi.
Biz de ona katıldık... Tek düşündüğümüz onun sağlığıydı.
Ve 2 günün sonunda Bahri Abi ve Orhan merkeze dönmüştü.
Neslihan ve ben Kocadere köyündeki diğer habere gidecektik... Neslihan bana yolda
"Bahri Abi'de bir farklılık yok mu sence ?" dedi.
"Nasıl yani" dedim.
"Bilmem... Bu haberde biraz farklı gibiydi , sanki o değilmiş gibi" dedi.
"Bilmem , farketmedim." dedim.
Neslihan ile aram o kadar iyi değildi , pek fazla konuşmazdık.
başlık yok! burası bom boş!