+5
-2
Kalkık yarağım yüzüne bakıyordu, onun beyaz ve tombul züt yanaklarının arasındaki etli ve sulu amcığı ise benim yüzümdeydi. Bana, “Ben ne yapacağım?” deyince, ona, “Yarağımı yala!” dedim. Başını geriye atıp, “Tövbe tövbe! O ne demek?” deyince, ben onun dıbına dilimle yumuldum. Hafif bir inilti çıkardı. Dilimle dıbının içine giriyor, am dudaklarını emiyordum. Derken ben bir şey demeye kalmadan, o da yarağımı yalamaya başladı. Acemi olduğu belliydi. Yarağımın kafasını dudaklarının arasına almıştı. Ona, “Dilinle yala, dondurma gibi yala!” deyince bu sefer dilini çıkarıp dondurma gibi yalamaya başladı. Nasıl yapacağını bilmiyor ama kolayca öğreniyordu.
züt yanaklarını iki yana iyice açmış, bir taraftan dilim dıbının içindeyken, parmaklarımla da dıbını ovalıyordum. Ama aklım sürekli kıllı züt deliğindeydi. Amcaoğlum acaba onu hiç zütünden gibmiş miydi? Benim onu zütünden gibmeme izin verir miydi? Kafamda bu düşünceler varken parmağımı züt deliğinin etrafında gezdirmeye başladım. Kıllı kara deliğin etrafı terlemişti ve hafiften osuruk kokusu gibi bir koku geliyordu. Deliğin ucundaki kıllar 1 - 1,5 cm kadar uzundu. Parmaklarımla kılları hafif hafif çekiyordum. Derken parmağımı yavaş yavaş deliğine sokmaya başladım. Özlem yarağımı deli gibi emiyor, yalıyordu ve o sırada zütüne bir parmağın girdiğinden haberi yoktu. Orta parmağım yavaş yavaş deliğine girmişti, kızının ki kadar dar olmadığından, içinde daha rahat hareket edebiliyordum. Parmağım yarısına kadar girmişken, karım ani bir hareketle başını arkaya çevirip, “Aay, yapma, ah, yapma yapma, oradan olmaz!” demeye başladı. Ama ben sokmaya devam ediyordum. Ona, “Sen işini yap!” deyince, “Ay yapma, lütfen, çok günah!” dedi tekrar.
Annesi kızı kadar serbest değildi. Onu incitmek istemiyor, bu işi ileriki bir zamanda yapacağımı biliyordum. Karımı zütünden gibmeden duramayacağımı anlamıştım.