Cansunun sandalyesinin altına ilerledim.
O babet çoraplar var ya o çoraplar beni benden alıyordu.

Babet çorabını çıkardım, burnuma yaklaştırıp içime derince çektim.

iki çorabıda çıkardıktan sonra zamanı gelmişti o aklımdan çıkmayan Cansu'nun ayaklarını yalayacaktım..

Cansu ders çalışmaya başlamıştı bende ayağını yalıyordum parmaklarını tabanlarını sol ayağını sağ ayağını yavaş yavaş ses çıkarmayacak şekilde...
O ayağının teni ve o kokusu beni biran bile olsun bu kadar yeter dedirtmiyordu heran daha büyük şevkle yalıyordum. Cansu kalemi bıraktı aşşağı baktı ve su getirmemi söyledi.

Hemen kalktım mutfaktan doldurdum odaya giriyordum ki Pınar'la göz göze geldim...

O kadar kötü bakıyordu ki, çok saf bir kızdı içinde hiçbir kötülük yoktu ve şuan ki durum onun için kabus gibiydi çok değişik geliyordu.
Ama ne yapalım böyle olması gerekiyordu. Belki bir gün sıra ona da gelecekti.

Odaya girdim bardağı sessizce bıraktım ve tekrar başladım yalamaya sessiz ve sakin...

Saat gece 1 e yaklaşıyordu, yarın haftasonu olduğu için gece geç uyuyacaktık ve çok uzun olacaktı bu gece.