/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +1
    5. Bölüm

    Tekrar yoğun bakım odasında uyandım. Yanımda beni vuran adam yatıyordu. Sol omzumdan vurulduğum için alçıya alınmış. Sağ elim ise yatağa kelepçelenmiş ve karşımdaki koltukta bir güvenlik görevlisi oturuyordu. Anladığım kadarıyla yaşadıklarım gerçekti. Ya da hala rüyadayım. Hala rüyaydaysam da nasıl böyle bir olay karşısında uyanmam ki? Muhtemelen rüyadayım. Uyanık olsam sol kolum alçıda ve sağ elim kelepçeli olmazdı. Kendimi uyandırmam için daha fazlası gerekiyordu. Kendimi öldürmem lazım.

    Önce şu odadan kurtulmam gerekiyordu. Güvenlik görevlisini yanıma çağırdım, omzumun sızladığını ve bir doktor çağırması gerektiğini söyledim. Dışarı çıktı ve etrafa bakınmaya başladı. Ayağa kalkıp çöp sepetini sol elimle aldım. Güvenlik görevlisi içeri girdiğinde çöp sepetini kafasına geçirdim. Adam bayıldı, bende cebinden anahtarı alıp kelepçeyi çözdüm. Beni vuran adamı uyandırıp ben bilinçsizken herhangi garip birşey yapıp yapmadığımı sordum. O da hayır dedi.

    Odadan dışarı çıktım ve başka odalardan birkaç kıyafet çaldım. Daha sonra gizlice hastaneden dışarı çıktım ve sokağın karşısındaki telefon kulübesine gittim. Nişanlımı aradım ama açmadı. Tekrar aradım yine açmadı. En iyisi eve gidip yüz yüze konuşup hakkını helal etmesini isteyeyim. Eve gitmek için yoldan geçen bir taksiye el salladım. Beni takmadan gitti, üstelik içinde yolcu yoktu. Biraz yürüdüm. Bir otobüs gördüm. Ona binip evimin yakınlarında bir yerde indim ve eve gittim. Kapıyı çaldım, açmadı. Bende halının altına gizlediğim anahtarı alıp kapıyı açtım ve içerde nişanlımı ağlarken gördüm. Ona yanına oturup konuşmaya başladım. Tabi beni dinliyormuş gibi gözükmüyordu. Yine de kendimi öldürmeden önce onu görmek iyi geldi. Yüzde 50 ihtimalle tekrar göreceğim ama yinede yüzde 50 ihtimalle. Belli olmaz belki de uyanığım.

    Binanın çatısına çıktım. Orada dikilip aşağıya bakıyorum. Bir sürü insan yürüyor ve bir sürü araba geçip gidiyor. Tereddütlüyüm ama pek korkum yok. Aşağı atlayınca rüyadan uyanacağıma kendimi inandırmaya başlamıştım. Gözlerimi kapadım ve kollarımı iki yana açtım. Kendimi aşağıya bıraktım. Yere çakıldıktan sonra bir karanlık çöktü. Her taraf simsiyah oldu. O uçsuz bucaksız siyahlık arasında mavi renkler görmeye başladım. Gözlerimi açmıştım. Gökyüzü masmaviydi. Oturma pozisyonuna geçtim etrafıma baktım. Mezarlıktayım! Yanımda da beni vuran adam oturuyor. Hala uyanamadım! Artık komada olduğuma inanmaya başlamıştım. Önümde kendi mezarım duruyordu.

    Beni vuran adam konuşmaya başladı: Bizim laboratuvarı ekibinle bastığın gün, işçiler size patlayıcı maddelerin yanında silahla ateş ediyorlardı. Oranın patlayacağını anladıktan sonra kaçtım ve arkamdan patladı. Silah seslerinin kesildiğini duyduğumda motorgiblete binip kaçmaya başladım. O sırada polislerden biri bana ateş etti. Motorgibletten düştüm. O sırada sen koşmaya başladın ve bende seni vurdum. Bende Evet, biliyorum bende oradaydım. dedim. Dur. dedi, Sen vurulunca beni de vurdular ve beni öldürdüler. dedi. Nasıl lan? O zaman kim bana gölgeyi tanıdığımı söyledi ve ben bunca zamandır kimle konuşuyodum lan? dedim. Hala anlayamadın di mi? Bunca zamandır benim bulunduğum yerdeydin. dedi. Yani ben de mi ölüyüm? diye sordum o da evet dedi.

    Ben o çatışmada ölmüşüm! Son zamanlarda yaşadığım gariplikleri açıklıyor. Asla uyanamayacağımı da açıklıyor, o taksinin niye beni görmediğini, çatıdan atladığımda kimsenin etrafımda toplanmadığını ve nişanlımın neden beni dinlemeyip ağladığını da açıklıyor.

    En son bana dönüp şunu dedi: Siz o gece baskında gölgeyi öldürdünüz. Patlamadan kurtuldu ve maskesini çıkartıp dışarı kaçıp motorgiblete bindi. Ve seni öldürdü.

    Hikaye bitti beyler zamanını ayırıp okuyan herkese teşekkür ederim.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster