+5
yaprak biraz kendine gelince şeytan tarot falan dedi, bunun hemen gözleri parladı. hayvan gibi kocaman bir çantası vardı, içinden siyah kese gibi bir şey çıkardı. kartları yanında taşıyordu. siyah kesenin içine koymasının sebebini açıkladı önce enerji bilmemne ayaklarına gibko birşeymiş. dizdi bunları 'kelt haçı' şeklinde(ben de sonradan az çok öğrendim tarot bakmasını ordan biliyorum,ama birazcık biliyorum) dizdi. yaktı bir sigara, başladı saymaya. ilk önce yüzünü buruşturdu zaten. ister inanın ister inanmayın çoğu şeyi bildi beyler. nasıl olduğunu ben de bilmiyorum ama(belki çok şey gördüğü için tipimden tespit yürüttü, bilemiyorum).babamın ayyaş olduğunu, ailemi çok genç yaşta kaybettiğimi, aşık olduğumu ve ipeğin tipini(hatta fiziksel bir rahatsızlığı olabilir bile dedi amk) tarif etti.ben ilk başta giblemedim. inanmazdım böyle şeylere. sonra devam etti iki kadın arasında kalmışsın, senin yakanı bırakacak gibi değil bir kadın var belaolacak bu dedi. bunu duyunca benim göğsüme yine öküz oturdu tabii. doğuştan şanssızmışım beyler. doğum tarihimi sordu, dedim tam belli değil. kendisi bir tahminde bulundu, ordan çıkarımlar yaptı. yıldızlar gezegenler konuştu, yalnız oralarını pek hatırlamıyorum tam ne dedi.
sen dedi 'geleceğe de pek öyle umut bağlama.sen her daim temkinli olmak zorundasın. şimdi ertelediğin şeyler ilerde başına dert açacak'ister inanın ister inanmayın bunu dedi. sonra ama saçma sapan şeyler de söyledi, sırtında ağrı var mı omurganda rahatsızlık var falan dedi ama yoktu böyle bir şey.ha bir de ilerde sağlıkla ilgili bir meslek yapabilirsin dedi, eşit ağırlıkçıydım amk. bildikleri tesadüf mü bilmiyorum beyler de, o günden beri ciddi fal bakıp çıkartan bir kaç eleman daha tanıdım.şu an diyemiyorum o yüzden tam olarak inanmam diye
benim iyicene canı sıkıldı o gün olanlara. ciddi ciddi düşündüm bile ipeğe meseleyi açmayı.ne diyecektim ki gerçi? annem yaşında kadınla yatıyorum seni eve bıraktıktan sonra mı? yoksa abimle kendi rızam dışında cinsel ilişkiye girmek zorunda kaldım mı diyecektim kibarca. varoş olduğumu biliyordu, gecekondudan geldiğimi falan ama ne diyecektim? babam arada sırada eve başka kadın getirir, onunla gözümüzün önünde yatardı..yok beyler elle tutulur yanı yoktu ki.her şeyin de bir adabı olurdu ama bunları anlatmanın bile adaplı yanı yoktu.en kötüsü de aytül meselesiydi. zaten binlerce yıl geçse kendimi affetmem. bakın burda akıllı uslu konuşuyorum ama bu saklanmaz beyler. hayatımın hatasıydı.
lisedeki son senemin birinci döneminde zaten başladı olaylar.bir gün okuldan döndüğümde aytülü evde buldum, genelde benden sonra gelirdi işten. ağlıyordu camın kenarına oturmuş. noluyo amk yine noluyo diye düşündüm. ipekle mi gördü acaba yine dedim ama uzun süredir onunla kanka olduğuma inandırmışım sanıyordum. içimden küfrede ede yanına gittim.ne olduğunu sordum cevap vermedi, ağlamaya devam etti.bir daha sordum yine söylemedi. benim de kafamın tası attı televizyon izledim giblemeyip. kimbilir yine ne karın ağrısı bir problemi vardır diye düşündüm. aytül yetip artmaya başlamıştı iyice.
yemek hazır olunca yemeğe oturduk. aytülün suratı yine beş karış.bu sefer sormadım noldu diye. dedim ya çok fena zütümde patlayacak bir olay oldu ya da iş sıkıntısı var. yemek de yemiyordu doğru dürüst,ben iyice kıllanmaya başlamıştım.'bana mı bu tripler ha bana mı amk huursu 'diye bağırıp ortalığın dıbına koymamak için kendimi zor tuttum beyler. hayatta en sinir olduğum şeylerden birisi varsa böyle trip atıp ne olduğunu söylemeyen insanlardır. söyle amk bir derdin var söyle bir zahmet telepati yapıp beynini mi okuyacam, trip attıkça da atıyorsun benim ne olduğunu bilmediğim gibko mesele yüzünden.
neyse ben o gün aytüle bu şekilde atarlanmışım ama hatunun geçerli sebebi varmış beyler meğer.ama trip atan elemanlar konusundaki fikirlerim ilelebet sabit kalacak. yemekten sonra aytül bir sigara yaktı, uzaklara daldı gitti böyle. sonra kendi konuştu. hastaneye gitmiş(kadınların yıllık mı ne kontrolleri oluyor ya),yumurtalığında mı nerde kötü huylu bir şey bulmuşlar.ona canı sıkılmış,ki sonuna kadar haklıydı. zaten daha önceden ölü doğum yapmıştı,bir takım problemleri vardı bu konuda bildiğim kadarıyla.ben olayı duyunca,ne yalan söyleyeyim baya üzüldüm. neticede hastalıktı lan bu.hiç bir şeye benzemez.
teselli etmeye çalıştım. kötü huyluydu ama tam olarak kanser miydi, yoksa kanser potansiyeli mi var demişler o kısımdan emin olamıyorum.bir türlü düzelmedi morali. nasıl düzelsin amk. gidip bir şişe şarap aldım ( raf gibi bir şey vardı şarapları sakladığı, ordan),gerçi zararlıydı ona heralde hasta olduğu için ama bir günden bir şey olmaz amk dedim. sevindi şarabı görünce. hemen doldurdum, anlat dedim. işte doktorun ne dediğini falan tekrar anlattı. ağlamaya devam etti. canım sıkılmıştı.bu hastalık mevzuları hep korkutmuştur beni zaten. hareketli müzikler açtım o gece. biraz kendine gelir gibi oldu. zaten bir daha bakılmak üzere hemen çağırmıştı doktor.bir sonraki randevuya beraber gittik.
Okuyanlar kendini belli etsin ula sizin için hazırladım seri atıyorum...
Tümünü Göster