/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 451.
    +6 -1
    Neyse işte ben böyle denizi biraz sıkıştırınca zaten heme çözüldü, tamam dedi yeter ki düşün yakamdan sen de sevgilin de, belamısınız ne istersen yapayım da bir daha görmeyelim birbirimizi. tamam dedim, şimdi gibtirip gidebilirsin nereye gideceksen a.a bil ki erkek olsan eline vermiştim şuan burnun kırıktı. üstünü başını düzeltti, kendi kendine söylenerek gitti. arkasından bağırdım'bir iki gün içinde meselenin kapanın kapanmadığını kontrol ederim, kapanmadıysa sen bilirsin'

    Vay arkadaş dedim kendi kendime huur gittikten sonra, şu hayatta bir kere de orasına burasına bir şey dayamadan insanlara bir şey yaptırayım ya.ne kadar taktan adam varsa öyle ya da böyle etrafımdaydı. kimbilir, belki de asıl taktan adam ben olduğum için.tam o esnada kendini analığım rolune iyice kaptırmış olan aytül aradı.lan artık hava karardıktan sonra zart zurt arar olmuştu nezaman geliceksin falan diye. nalet olsun ulan dedim, atladım dolmuşa. evin yolunu tuttum. başım fena tutmuştu sinirden yalnız. açık hava bol gıda minik bir bebeğe dönmüştüm aytül sayesinde.

    işin kötüsü bir de durmadan derslerimi falan sorar olmuştu, öss den falan bahsediyordu. gerçi benim ruhumda oldum olası bir ineklik vardı, hayrettir derslerim hiç kötü olmamıştı. evet beyler, itiraf ediyorum adım baran ve 14 yaşındayım.her neyse, beni çok sıkıyordu karı kısacası. eski aytül ne iyiydi lan diye düşündüm. aramızda gibiş muhabbeti olmadan önce baya güzel iki panpa gibi muhabbet ederdik. çok da güzel yorumları vardı sıkıntılara karşı. bildiğim bir şey varsa beyler, etrafınızdaki en reyiz en harbici hatunlar öyle ya da böyle sizinle bir ilişki içerisine girerlerse birden şımarık bir prenses havalrına giriyorlar. nefret ediyorum bundan.

    ertesi sabah erkenden kalkıp ipeği evden aldım ve okula beraber gittik. dıbına koduğumun tikileri garip garip bakıyordu bize.bir iki kişi bakıp birbirini dürttü hatta. denize verdiğim zaman başlamıştı, geri sayımdaydı şu dakkadan itibaren. ipeğe dedim 'seni hiç merak etme ben hallettim' yine de içeriye girmek istemediği belliydi.bu ülkenin gençlerinin cinselliğe bakışını gibeyim beyler. am am am züt züt züt diye geziyor millet etrafta. hiç öyle ağlama melis adlı muhteşem başyapıttaki gibi de değil olay, kolejli binler bile kız erkek farketmez aslında içlerinde doymak bilmez birer abaza saklıyorlar. cinsellik nadir(veya gizli kapaklı yaşan bir şey diyelim daha doğru) yaşanan bir şey olduğu için milletin açlıktan gözü dönüyor ve birileri yaptı mı bu işi, diğerleri de leşe üşüşen çakallar gibi o kişiler üzerinden ruhsal tatmin yaşıyorlar. afedersiniz ciks gibimzde değil dilimizde amk. oysa konuşma ve işini yap değil mi?
    evet beyler toplumsal mesajımı yansıttıktan sonra devam ediyorum:
    tam o sırada prenses hazretleri denizi gördüm.bir şey söylemem gereksizdi.o bakışımdan aldı zaten mesajı. kendi kendine küfretti galiba. dedim gibtiret tekgöz.ne derse desin huur, verdiği sözü tuttuğu takdirde gibimde olmaz.

    ipeğin okulundan ben de kendi okulumun yolunu tuttum. bütün gün kafamın nerde olduğunu tahmin edersiniz. çıkışta yine almaya gittim kızı. sordum ipeğe durumlar nedir diye. gerçekten de pek kimse giblememiş o gün ipeği ve mevzu hakkında bir şey duymamış.ben yine de ipeği eve bıraktıktan sonra işi sağlama almak için denize bir mesaj attım 'iyi gidiyorsun, bir kaç gün daha dediğimi yaymaya devam et yoksa neler olacağını biliyorsun' numaram yoktu denizde.ben de şeytandan almıştım.kim olduğumu yazmaya gerek duymadım. anlardı zaten. aslında oldukça zeki bir huurydu. zeki huurlardan korkun beyler. zeki bir huur beynin ve amın gücünü tek bir bünyede toplamıştır ve cidden tehlikelidir.

    bir iki gün daha badigard gibi takıldım okulda ipeğin peşinde. gerçekten de deniz ve sıla kanalıyla yeni haberler okula yayılmıştı. millet sakinleşmişti.o haftasonu dersanede ipek de o panik halinden kurtulmuştu.

    Dersanede ipek bana beni feci aydınlatan bir şey söyledi. sınavdan bahsediyorduk(ipek bu mevzuları fazla takardı kafasına ama dilindeydi, çalışmaz ve durmadan panik yapardı), üniversteyi kazanırsak nolur onu konuşuyorduk. sonra bu dedi ki yurda falan geçeriz ya da ev tutarız, bir şekilde özgürce görüşebiliriz.o an beynimin içine fener tutmuşlar gibi oldum aydınlıktan beyler.ilk defa o an istersem aytülden kurtulabileceğim aklıma geldi. hatta işi ilerletip belki uslu bir çocuk olusak şirinleri bile görebilir, aynı evde yaşayabiliriz diye düşündüm.en kötü ihtimalle ipeğin dediği gibi yurda çıkardık. yurtta kızın ailesinin baskısından rahatça kurtulabilirdik. zaten benim için ev yurt ya da sokak farketmezdi.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster