/i/Bilim

"hayatta en hakiki mürşit ilimdir, fendir. ilimin ve fennin dışında mürşit aramak gaflettir, dalalettir, cehalettir".
M.K ATATÜRK
  1. 1.
    +2 -1
    1. Sanal Gerçeklik Bağımlılığı

    Şu anda çok gerçekçi bir sanal gerçeklik sistemi bulunmasa da; Second Life gibi sanal dünya oyunları milyonlarca oyuncuya ulaşıyorlar ki sanal alemlerin daha gerçekçi ve hissedilebilir olduğunda bir çok bağımlı olması içten bile değil.

    Sanal gerçeklik geliştiği zaman düşünün ki zaman zaman onu gerçeklik ile ayırmak bile zor olacak. Tahminen zihni yorucu olacak. Hayal edin sizden uzakta olan sevdikleriniz ile dipdibe olabileceksiniz, hatta tanımadıklarınızla bile. istediğiniz her şeye ulaşabilcek , istediğiniz her şeyi yapabilecek ve istediğiniz kadar mutlu olabileceksiniz. Bağımlılığa çok çok elverişli bir ortam…

    2- Dissosiyatif Gerçeklik Bozuklukları

    Daha önce de söylediğim gibi aşırı realistik bir sanal gerçeklik ,insanların gerçek ile sanal durumlar konusunda zaman zaman yanılgıya düşmelerini sağlayabilir. Normalde travma sonrası insanlarda savunma mekanizması olarak oluşan dissosiyatif bozukluklar kişide , kimlik bellek, algı ve çevre ile ilgili duyumları gibi bir bütün halinde çalışan sistemlerin bozulması seklinde görülür. Fakat sanal gerçeklik ile birlikte bizlere çok farklı biçimlerde yansıması muhtemel olacaktır. Kimi insanları sanal botlar olarak algılayabilir ya da bazı gerçekleri zihin sanal kabul ederek önemsizleştirebilir.

    3- Kişilik Yanılsamaları

    insan kendi kişiliğinden nasıl şüphe eder sorusu şu anda pek mantıklı gelmiyor olabilir, fakat gelecekte bırakın kim olduğunuzu ne olduğunuz konusunda bile şüpheye düşebilirsiniz. ileride öyle durumlar ve meslekler olması düşünülüyor ki zaman zaman sizin yerinize vekalet edecek botlar veya bot olmasa bile birinin kişiliğini veya sanal kişiliğini taklit edecek bir meslek hayal edin. Kafa karıştırıcı değil mi? Düşünün ki gün boyu baskalarinin yerine geçtiğiniz bir mesleginiz var. Hatta basit bir bicimde günün çalışmadığınız serbest zamanlarında sanal dünyada çok başarılı ve bu dünyadan olmayan bir karakterin başındasınız zamanla bir karakter diğerinin önüne geçebileceği gibi bu durumda ne olduğunuzu bile şaşırmanız mümkün.

    4 - Kronik Sosyal Uyum Bozukluğu

    Hayal edin ki bundan 1000 yıl sonra gelecekte uyandınız. Tüm sosyal davranışlar değişmiş, hatta insanların bedenleri bile değişmiş olacak, hiç bilmediğiniz yeni adetler göreceksiniz. Köyden şehre inen insanlar bile adapte olmakta büyük sıkıntılar çekerken 1000 yıl sonrasını düşünün. Yalnızca sosyal çevrelere değil robot vücutlara, geliştirilmiş fiziksel yapılara, örf , adet, dil ve bir çok yeni ve farklı topluma uyum sağlamaya çalışmayı düşünün. Bunun üstüne bir de sanal gerçekliği koyarsanız adapte olmak neredeyse imkansız hale gelecek.

    5- Nanoteknolojik Hastalıklar

    Nanoteknoloji son yıllarda duymaya başladığımız bir kavram. Bu, maddenin moleküler, atom veya süper moleküler seviyede kontrol edilmesidir. Günümüzde bile nanoteknoloji ile geliştirilen maddelerin konusunun insanları, doğayı ve çevreyi nasıl etkileyeceği konusunda endişeler bulunuyorken ileride olayların ne seviyeye geleceğini kestirmek çok zor.
    ileride nanoteknolojik kirlilik, nanotokgib maddeler, veya yanlış nanoteknolojik kullanımlar neticesinde çeşitli hastalıklar hatta insan üzerinde DNA değişimleri bile olası görünüyor. Hatta günümüzde halen tıp için nanoteknoloji konusuna önemli yatırımlar yapılıyor. Bu süreçlerde hatalı oluşumların insanları nasıl etkileyeceği bile bilinmeyen bir denklem.

    6- Robofobi

    Robotlardan korkmak olma olasılığı en yüksek hastalıklardan bir tanesi. Şimdi bile çılgın Japonların yaptıkları insansı robotları görünce insanın içi bir hoş oluyor ki ileride yaşanabilecek çeşitli tramva ve olaylara da bağlı olarak robot fobisi adı altında bir hastalık olması kuvvetle muhtemel. Tabi bu durumun kuvvetle muhtemel olması da yapay zekanın ileri seviyelere gelmesi ile olası olacaktır. Yapay zekanın gerçek bir insan seviyesine gelmesi mümkün olur mu bilemeyiz fakat evde iş yerinde hatta sokaklarda ve bir çok yerde yapay zekası gelişmiş veya gelişmemiş bir çok robotun hayatımızı kolaylaştıracağını ve yaşamın bir parçası olacakları da güçlü bir ihtimal.

    7- . Kendini Simüle Etme Hastalığı

    Bir çok şeyi yaşamadan önce simüle etmek istemez miydiniz? Fakat yıllar yılı sorulan bir soru vardır. Geleceği bilenler için her şeyi bildikten sonra yaşamanın ne anlamı var diye? Ne sürpriz sizin için sürpriz olur, ne yaşayacağınız şey sizin için bir heyecan olur, ne olacağını, ve ondan sonra ne olacağını ve ondan sonra ne olacağını bilince sonunuzu da bilirsiniz zaten bitmiş bir film gibi hayat boyu tekrar tekrar aynı film içerisinde kilitlenmek gibidir. Tekrar düşünün her şeyi simüle ederek önceden yaşamak ve tecrübe etmek ister miydiniz? insanoğlu meraklı tabi hala ister. Hatta ileride bunun bağımlılık derecesinde olma ihtimali de yüksek.

    8 - Ölümsüzlük Bağımlılığı ve Ölümsüzlük Sonrası Pgibolojik Bozukluklar

    Yaşlanmayı durdurduğumuz gün yüzlerce, binlerce, on binlerce yıl yaşadığınız monoton bir hayat düşünün. Kimileri ölmek daha fazla yaşamamak isteyecektir. Tabi kim ister bunu bilemeyiz. Yine çok sorulan bir sorudur sonsuza kadar yaşamak ister miydin sorusu. Kimsenin başına gelmediği için herkesin cevabı evet olur ama eğer gerçek olsaydı muhtemelen bu seferde ölmek bir ihtiyaç halini alabilirdi. Bilemeyiz… Fakat bildiğimiz bir şey varsa o da insanoğlunun hayatta kalma içgüdüsüdür. Ve bunu herkesin deneyecek olmasıdır.
    Eğer ölümsüz olursak süper yaşlı insanlar için artık herşey bildik ve kendini tekrar eden olgular olacaktır. Sayısız yeniliğe seyirci olmuş biri için yenilik anldıbını yitirecektir. işte tam da bu durumda ölümsüzlüğün nasıl bir pgibolojik bozukluk getireceğini bilmek de pek kestirilebilir değil fakat bilmediğimiz pgibolojik semptomlarının olacağıysa kaçınılmaz…

    ÖZET GEÇ : https://www.youtube.com/watch?v=uESD-niWxW4
    ···
   tümünü göster