-
176.
+10neyse, şeytanı gördüm. zaten ondan duymuştum burayı da.iyice parayı bulmuştu zaten son zamanlarda, evi modaya taşımıştı. nerdeen nereye amk. beni görünce abartılı bir selam verdi. çalışanlar bana garip garip baktılar beni de o biçim sanıp, gibimde olmadı zütümün hali meydandaydı zaten. naber nihat falan dedim. işte havadan sudan konuşurken pat diye 'aradı dimi' diye sordu. o an zeka geriliğimin gerçek boyutlarını algıladığım andır panpalar. kızın numarayı kimden aldığını hiç sorgulamamıştım o ana kadar. şeytan bana büyük iyilik yapmıştı ikinci kez.Tümünü Göster
tam anlamıyla çöpçatan emma rolüne soyunmuştu bizim şeytan.öyle ya da böyle minnettar oldum lan.neyse onun da tavsiyleriyle o yılın modasına göre kestirdik saçımı. yılı da söyliyim amk: 2002 ye yeni girmiştik.gerçekten iyi durmuştu saç. utanç verici ama sevgili yumuşak kalpli dostum şeytan kuaföre şu herifin şu klibindeki saçı tarif etmişti ve adam da aynı modeli yüz kere kestiğinden hemen yapıvermişti(tikiler ne kafalardaydı amk):
http://www.youtube.com/watch?v=9mQJaXwGPlg
o gün bu gün asla unutmam ilk gerçek şeklime ilham veren bu klibi.neyse,artık çarşambaya hazır sayılırdım.tek yapmam gereken o sabah tekrar uğrayıp saçımı 'küçük bir operasyondan' geçirtmekti.eyvallah dedim.para taktu nasılsa aytül sağolsun.yıllar içinde şeytanla geçirdiğimiz değişimler inanılmazdı.kuaför çıkışı yeni evini tütsülemeyi ihmal etmedik.
çarşamba sabahı aynen gidip kuaföre dünyanın parasını bayıldım. yine iyi giyinmiştim. açıkçası ipekle bana bakan kimin babası genel müdür diye sorulsa düşünmeden beni söylerlerdi. süpermarketin önünde buluştuk yine.bu sefer onu bir yere zütürmeye söz vermiştim.bu tarafta bildiğim en iyi yer (aytül sağolsun, caddeden sonra) kadıköydü, tabiiki kadife sokaktı. önce reksde filme girdik girdik: adaptation diye bir şeydi. züt suratlı nikılıs keyc abimizin filmiydi sanırım. konusundan bir gib anlamış değilim. neyse, çıkışta orda eskiden 'öğretmen'in barı' vardı(vay amk reklama girmeyecez diye kasışa bak) oraya gittik. bira ısmarladım ipeğe. zaten azıcık içebiliyordu anca.ben o gün biraz abandım. başka türlü heyecanım geçecek gibi değildi. sinemada bir ara elini tutmaya niyetlenip vazgeçmiştim çok demode kaçar diye. ordan çıktığımızda çok geç olmamasına rağmen hava kararmıştı. dedim modaya akalım. sahili tepeden gören banklardan birine oturduk
orda yine walkman falan dinledik.o zamanlar hemen her ergenin yaptığı gibi linkin park dinledik.'in the end' vardı bilir misiniz panpalar? paylaşma gereği duymuyorum. neyse sonra kapattık walkmani. öyle denizi seyrediyoruz.ben dedim içimden ye şimdi ya hiç. yaptım hamlemi. sarıldım ve öptüm. beyler, ilk defa öpüşüyordu. anında anlamıştım öyle beceriksizdi ki ne yapması konusunda en ufak bir fikri yoktu. fazlaca heycanlandı. bense belki tek göz olabilirdim ama gönül gözüm açılmış, astral seyahatle cennete gitmiştim o sırada. zihnimde fon müziği olarak 'ameno' çalıyordu. çook yukarılara uçuyordum. dudakları zaten ufacıktı, insanın ağzının içinde eriyordu.o kadar yumuşaktılar ki..çok güzel bir tadı vardı dudaklarının. kart fakbadimle alakası yoktu. milyon kere ciks yapmaktan daha güzeldi, daha zevkliydi -
-
1.
0In the end dedin kalbimden vurdun beni adamım
-
-
1.
0Ne dinlerdim lan zamanında
-
1.
-
1.
başlık yok! burası bom boş!