0
***
Kafam çok bozuktu ve galiba hasta oluyordum. Yatıp uyudum. Uyandığımda saat 9 a geliyordu. Telefonumu kontrol ettim. Alpten 2 mesaj nerdesin? Telefon neden kapalı tarzında. Leyladan 1 cevapsız arama. Yağmurdan 1 mesaj. Benim için önemli olan da oydu zaten.
Y= Sarp ben düşündüm ve fazla üzerine geldiğimi fark ettim. Özür dilerim ama bana biraz zaman tanıman gerekiyor. Bu halimle yanında olursam sürekli somurturum, sürekli kavga ederiz. Bunu istemiyorum. Bana 3-4 gün izin ver.
Cevap yazmadım. Çünkü ona karşı kendimi savunacağım her cümle aramıza mesafeler sokacaktı. Alp'i aradım.
- Kardeşim nasılsın?
Alp= iyidir sahildeyim kahve içiyorum çık gel.
- Boş ver ya. Arabayı son zamanlarda çok çalıştırdım. Yakıt cüzdanı zorlayabilir.
Alp= Yarım saat önce senin karta 50 lira yatırdım. Sen kalk gel, o 50 lira fazlasıyla karşılar zaten. Hesap da benden.
- O kadar da fakir değiliz. Hesap benden.
Alp= Tamam kardeşim bekliyorum. Gaza dokunmaya çekinme.
Yağmurla ettiğimiz o kavgadan sonra benden hiç beklenmeyecek bir şekilde melankolik bir ruh haline bürünmüştüm. Kendimi biraz toparlayıp çıktım. Sonraki gün yine okul vardı.
Arabayı Alp'in oturduğu kafenin hemen önüne park ettim. içeri girdim ve hiç beklemediğim bir durumla karşılaştım.
Alp'in karşısında Büşra oturuyordu.
Yanlarına gittim Alp'in yanına oturdum.
- Kızım senin ne işin var burda?
Alp= Usta bi dur ya. Özür dileyecekmiş.
Büş= Sarp ben çok düşündüm sabahtan beri başım ağrıyor. O tehditleri yapmamam lazımdı. O mutlu oluyor, herkes mutlu oluyor, ben neden mutlu değilim? Diye bencil bir düşünce içerisindeydim. Şu noktadan itibaren hayatından çıkıyorum. Ama şunu unutma ki sana düşündüğünden daha fazla değer veriyorum. Ne zaman takılmak istersen bir telefon kadar uzağındayım. Görüşürüz.
Ha bir de gitmeden. Sana biz kavga etmeden önce bu çakmağı almıştım. iade mi edersin kullanır mısın, atar mısın bilmem ama bende kalmasa iyi olur.
Çakmağı masaya bıraktı ve aynı hız yürüyüp gitti. Çakmak da öyle böyle bir şey