+55
-3
yolun geri kalanını konuşmadan yürüdük. bir insan sevdiğine sevgisini söyleyince ne yapar neler olur pek bir fikrimiz yoktu. onu evine bırakırken yarın buluşsak olur mu dedim. nerede dedi. bidonları aldığım yere aynı saatte gel dedim. gelebilirsem orada olurum dedi. ayrıldıktan sonra ayaklarımı zütüme vura vura küçükken saklandığım ceviz ağacının yanına gittim. ağacın yanına yaklaşırken gülüşmeler öpüşme sesleri falan duymaya başladım. biraz dinledikten sonra işin aslını göreyim diye gittim ağacın yanına baktım bizim orhan almış hülyayı öpüşüp koklaşıyorlar. beni görünce kız çığlık attı. ben kafamı çevirdim. orhan napıyon lan sen dedim. gardaşlık dur bi dedi. hülya üstünü başını toplayıp kaçtı. orhan bana dönüp gardaşlık biz evlenecez zaten dedi. orhan fatihin sevdiği kız la bu sen ne diyon diye bağırdım. ne yapıyım sevdik ne yapıyım dedi. elledin mi kıza dedim. yok dedi. fatihe ayıp ettin kardeş dedim. fatihi sevmiyo kız ne yapıyım gönül işte dedi. orhan senin ben gönlünü dedim. arkamdan orhan bağırdı fatihe söyleme diye. çıktım gittim fatihin yanına. kahvede oturmuş kara kara düşünüyordu. naptın gardaşlık dedim. napıyım kardeş hülya işte biliyon dedi. fatih o kızı bırak sen hayır gelmez dedim. fatih bana sertçe baktı. ne demek istiyon kardeş dedi. bir şey demiyom kardeş üzme kendini diye dedim. fatih isteyecem ben bunu dedi. olum kız seni istemiyo niye zorluyon dedim. kardeş seviyom dedi. orhan içeri geldi o sırada. fatihin sırtına vurdu. yine mi o mesele kardeş dedi. fatih he ya dedi. benim nevrim döndü orhanı görünce. kalktım gittim eve. fatihe söylesem mi diye düşünmeye başladım.