/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 5601.
    +50 -2
    bir süre sonra harika bir sahilde, balıkçı restorantına geldik.
    karnımız da acıkmıştı zaten, bu iyi oldu dedim içimden.
    insanlara görünür olmak, gerçekten tekrar hayatta olmak ve bunun yanında mğge'Nin yanımda olması her şeye rağmen harika bir histi. o da bu durumdan oldukça mutluydu, yer yer bana bakıp gülümsüyordu, her gülümsemesi başka bir anlam içeriyordu ve ben hepsini anlıyordum.

    aşk değil, sevgi değil, bunlardan daha özel bir bağ var. adı konamayan.
    çünkü tanımlamak sınırlandırmaktır.
    bilinen kısıtlıyken bilinmeyen sonsuzdur. hisler için de böyledir.

    içeriye girdiğimizde gözlerime inanamadım. big four masadaydı.
    cebrail azrail mikail ve israfil.

    masalarına oturduk. hiç kimse tek kelime etmiyordu. ne oluyordu? ne dönüyordu burada.
    müge bana dönüp kısık sesle neler oluyor dedi. kafamı iki yana hafifçe sallayarak bilmiyorum dedim vücut diliyle.

    sessizlik giderek gerici bir hal almaya başlıyordu ki?

    lucifer; hiç tas kebabı yedin mi azrail?
    azrail: burası balıkçı lucifer.
    garson; azrail'i isim olarak hiç duymamıştım?
    lucifer: hayır o gerçeği.
    garson; anlamadım.
    ben; levrek var mı?
    garson; burada neler oluyor?
    müge: onu ben de senin kadar merak ediyorum.
    ben; levrek?

    neyse ki siparişleri verebilmiştik. yemeği bitirdikten sonra.

    ben; sen nasıl hayattasın lucifer?
    lucifer; savaşta tam biz yeniyorduk ki...
    azrail: saçmalama lucifer.
    lucifer: savaş kıran kırana gidiyordu ki...
    cebrail; yapma lucy!!11
    lucifer: pekala babam meydana indi ve önüne geleni doğruyordu... oldu mu?
    mikail; fena değil...

    ben; yeter artık bunu sormadım.
    lucifer: sonuç olarak babam beni öldürmedi. her şeye rağmen yok edebilirdi. etmedi.
    ben; milyar yıllık kavga bitti mi yani.
    lucifer; elbette dostum bu kaynaşma yemeği.
    müge; baban nerede o zaman.
    lucifer: masanın başındaki boş sandalyede o var!!

    müge ile refleks olarak ayağa kalktık. bir süre o şoku yaşadık. sonra tekrar oturduk.
    evet bu gerçekten de kocaman bir ailenin barışma yemeğiydi.

    lucifer; işte öyle evlat. sonra babamla duygusal anlar yaşadık.
    azrail: neden abartıyorsun lucifer? saçmalık. sen değişmezsin. bu barışın uzun süreceğini sanmıyorum.

    ben; bizi niye çağırdın?
    lucifer; özgürsünüz, burada ayrılıyor çocuklar. 8 milyar yaşındaki bu adama dostluk ettiniz.

    hayır bu sefer dalgacı değildi, ciddiydi ve üzgündü. müge gidip o an lujcifer'e sarıldı. kimse beklemiyordu.

    lucifer; bu takım özel dikim sulugöz, sümük bulaştıacaksın.
    müge; aslında hiç umrumuzda değilsin ama seni bir daha göremeyecek olmak?? bilmiyorum.
    lucifer: evet maalesef... alan senden sarılma yok mu?

    ellerini açıp bana doğru geldi. ve sonra duraksadı...

    lucifer; bana yumruk atacaktın demek, kısa vadeli geleceği görebiliyorum...
    ben; evet atacaktım.
    lucifer; neden?
    ben; neden mi? neden? öldüm rahat bırakmadın. beni saykolarla dolu cehennemden, zagrisya mıdır nedir ebesinin a... zütürdün... ayrıca senin sürekli dalgacı ve komik olduğunu sanman bo... bu durum... si*** yerinde... işte bu a*** ko*** olayları luciy, tüm bu si*** şeyler... sana yumruk atmak istememe sebep oluyor.

    bu uzun küfrümün ardından ortam buz kesmişti.

    lucifer; haklısın hadi patlat bir tane.
    garson; yalnız burada yasak efendim.

    önce garsona, ardından lucy'e yumruk attım. ceketimi ve müge'Yi alıp çıktım.

    tam kapıdan çıkmak üzereydim ki;

    lucifer; seni özleyeceğim alan?
    ben; ben de lucy...
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +1 -1
      Okunurrrr
      ···
    2. 2.
      +3
      Babam hepsini dogruyordu ahaabahaha
      ···
   tümünü göster