/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 176.
    0
    -Can'ımmmm, günaydın sevgilim.
    +Günaydın günüme neşe katan insan.
    -Bugün işe gitmesek mi hı? Ne dersin? Zaten oraları idare edenler var, uzun zaman sonra kendimize biraz vakit ayıralım mı? Ben seni çok özledim Can, yanımda olmana rağmen ben seninle ikimize özel zamanlar geçirmeyi çok özledim. Beraber deli dolu kahvaltı yapmayı, saatlerce göz göze bakışmayı, muhabbetler etmeyi çok özledim. Kırmazsın beni değil mi? Vaktini bana adayabilirsin bugün değil mi?
    +O nasıl soru öyle? Senin aklın alıyorm u ki sen benden bir şey isteyeceksin ve ben onu yapmayacağım... Her günüm, her anım, her saniyem sana feda ömrüm boyunca ne zaman istersen ben seninim biliyorsun. Hadi kalkalım, eskiden de yaptığımız gibi simitlerimizi alıp sahile doğru yola çıkalım ne dersin? Yine martılara atalım parçalar koparıp, denizin içine sokalım ayaklarımızı. Kalk haydi, saçın başın incin kalsın, yâd edelim yeniden aşkımızın ilk günlerini.
    -Hayır tabi ki. Yani evet ama o söylediklerin bugün olacak şeyler değil, bugün çok ayrı, çok özel bir gün olacak bizim için. Aşkımız için ve ben öyle ev kafasında takılmak istemiyorum bütün gün. Ben duşa giriyorum, sen de kalk çay kahve falan bir şeyler hazırla, kahvaltı için çok güzel bir yere gideceğiz beraber. Hadi bakalım.

    içinde ki heyecan, dışına yansıyordu, yine ardımdan dönüp duran bir dolap var bunu hissedebiliyorum ama söz konusu kişi Funda. Ve onun ne planladığını tahmin etmek gibi bir lüksünüz olamaz, ben dahil.

    Oflaya oflaya bir şekilde doğruldum yattığım yerden. Yüzüm gözüm şişmiş, ellerim uyuşmuştu artık ve vücudumda enerji adına bir şey yoktu. Aynaya baktım, kendime yabancı geldim. Selim'e akıl verirken ben kendime bakmaz olmuştum, ne hakla o konuşmayı yaptım acaba, kendine bakmıyorsun, saldın derken...

    Funda'mın eşsiz sesi ile, naif ezgileri geliyor kulağıma. Özlemişim bu sesi duymayı. Bizim şarkılarımızı söylüyor. Kelimelerinde sadece ikimizin emeği olan, adeta bizim aşkımızı anlatan o şarkıları. Beraber sahnelere çıktığımız günler geliyor gözlerimin önüne ve ben duygu seline kapılıyorum. Çatallaşmaya başlayan sesim ile eşlik ediyorum ona yavaş yavaş. Ezgilerimi, nâmelerimi yeniden canlandırıyorum gibi geliyor. Kaç ay geçti, kaç zaman sustum kaldım karanlıklarda, bilmiyorum. Sadece siyah şeyleri hayal eder olmuşum ki, evimizin çiçekli bahçesinde ki her gün gördüğüm renkleri dahi unutmuşum zihnimin odacıklarında.

    Sevda, vahalarda aylarca susuz kalmak gibi senin yanında. O kadar muhtacım ki sana, o kadar ihtiyacım var ki bir damlana, başaramam anlatmayı. Ben, dudaklarım çatlamasına rağmen, halâ senin adını anabiliyorum kavuran güneş altında. Canım yansa dahi, sen oluyorsun yine dualarımda. Senin sevdan öyle bir şey ki, sapsarı kumların arasından bile, bir hayat belirtisi yakalayabiliyorum. Tek damla yağmur yağmamasına rağmen, o çöllerin ortasında bir şekilde kendisine hayat bulan ufacık bir bitki gibi. En zor koşullarımda bile, işte şimdi yolun sonuna geldim dediğim saniyelerimde bile sen bana hayat verecek bir bahane elbet bulabiliyorsun. Ben seni, umutların bittiği yerde seviyorum. Yok oluşa şahit olmama müsaade etmeden, beni tekrar kendine çekebildiğin için...
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster