0
Hiç sevdiğiniz birini kaybettiğiniz oldu mu?
Anneniz, babanız, kardeşiniz yada sevgiliniz. Köpeğiniz de olabilir bu, yanınızdan ayırmadığınız büyük anısı olsan ufacık bir eşya da. Hepsinin hissettirdiği şey aynıdır dimi?
"ACI"
Sadece dozu farklıdır bu duygunun. Azı çoğu yoktur acının ama insan üzerinde bıraktığı etkidir onu farklı kılan. Ağladınız dimi onların arkalarından? Yalvardınız mesela Allah'a, neden aldın onu benden diye. Geri dönmeyeceğini bile bile her yolu denediniz dimi gecelerce. içinizde yanıp duran ama sizi öldürmeyen ateşi hissettiniz dimi?
Cehennemi yaşıyoruz. Cehennemde yanıyoruz. Alevler içerisinde dünya...
Fazla zaman geçmeden tekrar hastaneye gittik, cansız bedenini uğurlamamız gerekiyor prensesimin, melekler diyarına. Annesi bir gecede çökmüş adeta, babasının dizleri titriyor ayakta dururken. Memleketi Bursa'ya zütüreceklermiş beraberlerinde. Orada gerçekleşecek dedi defin işleri. Demek güzelliğin buradan geliyordu be prenses, Bursadan... Cennet bahçeleriyle dolu şehirde biz nasıl bırakacaktık topraklar altında? Demezler miydi bize, yazık değil mi bu kıza? Derler ya, öyle bir derler ki tokat gibi çarpar suratımıza hemde.
Selim geliyor koridorun diğer ucundan, elinde demet demet kır çiçekleri...
+Çok severdi Seda...
Severdi tabi. Bahar koksun her yer der, doldururdu cafenin her yerini kır çiçekleri ile. Renk renk, minik minik çiçekler... Hiç üşenmez, her sabah sularını verir, biz etrafı hazırlarken onlarda sohbet ederdi. Çok severdi Seda kır çiçeklerini, saçlarına taç yaptığı zamanlarda...