-
51.
+3Saat öğleye geliyordu, hava sıcaktı ve kalkmak istemedik. Biraz daha vakit geçirdik orada, soğuk bir şeyler içtik. Personel çok ilgili davranıyordu, tamamen oraya gelen kişilere adamışlardı kendilerini. Severek yapıyorlardı bu işi bence çünkü yapmacık değildi gülümsemeleri.
Rehberi alıp biraz karıştırdık nerelere gidebiliriz diye.
San Marco Meydanı, hemen yakınımızda görünüyordu. En büyük meydanı imiş bu şehrin.
+Hadi gidelim
-Oyalanmadan hem de
Zaten yürüme mesafesindeyiz, hesabı ödedim ve ayrıldık oradan. Sadece biz değildik, belki yüzlerce çift vardı o an orada. Genci, yaşlısı derken her milletten aşıklar ortak bir noktada buluşmuştu. Biz de karıştık aralarına. Gerçekten büyük bir meydandı burası, etrafta eski mimari yapılar, meydanın ortasında farklı renkte taşlarla çizilmiş şekiller vardı. Etrafımız gerçekten göz alıcı derecede hayranlık uyandıran yapılarla doluydu. Meydanın ortasına geçmiş, hayretler içerisinde kendi etrafımızda dönüp oraları inceliyorduk.
Meydanın hemen bir ucunda San Marco Bazilikası var. 800'lü yıllarda yapılmış olan bir kilise yapısı. Devasa bir kateral, göz kamaştırıyor. Bizans mimarisi imiş. Oraya yöneldik. Yapıldığı tarihin hakkını veren bir mimarisi var. Anlatamam size, görmeniz lazım. Yer yer isa resimleri işlenmiş belirli bölgelerine. Her görselin farklı bir hikayesi varmış.
başlık yok! burası bom boş!