+2
Cemil abi anlamıştı zaten neden işe gelmediğimi, ses etmezdi. Daha önceleri defalarca fazla çalışmamdan, yalnızlığımdan şikayet edercesine konuşmalar yapmıştı benimle. Hepsinde de haklısın abi der, konuyu değiştirirdim bir şekilde. Ağır ağır geldi masaya doğru, çekti sandalyeyi, bütün ağırlığı ile oturdu yanımıza.
"Hoş geldin Funda" dedi yüzü gülerek. Gülümsedi Funda Cemil abiye. Ben yine şok, ben yine şok. Alıştım artık her saniye bir şeyler olmasından.
-Sende mi abi?
+Ne lan bende mi hayta. Ne kadar kalacaktın yalnız başına?
-Nereye kadar giderse kalacaktım abi. Biliyorsun beni.
+Yok efendim, bilmiyorum. Bilmezlikten geliyorum, itiraz mı ediyorsun?
-Of abi demek isterdim de, iyi ki diyebiliyorum abi. Teşekkür ederim. Her şey için. Hepinize teşekkür ederim ailem. (dedim ve sarıldım herkese sıkı sıkı)
Herkes resmen bu anı bekliyormuş gibi bakıyordu bize. Benim hiç bir şeyden haberim yokmuş. Sadece benim haberim yokmuş. Senaryosunu kendim yazdığım hayatımda, daha büyük bir sahnenin başrol oyunsucu olmuşum habersiz. Gözlerim dolu dolu, nefesim daralıyor. Boğazıma düğümlenen bir şeyler var ve gitmiyor. Bir sevdiğim kadına bakıyorum, bir ailem bildiğim insanlara. Ulan ne de güzel bir tablo bu be. Vallahi bak...