/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 51.
    +4
    +Neden gitmiyorsun bakalım işe?
    -Yanında olmak istiyorum. Bana iyi geliyorsun. Ama bugün uğrarım dedim, bir ara giderim yanlarına. Onlar da meraklandılar doğal olarak. Ben hiç işten kaytarmamıştım şimdiye kadar.
    +Gideriz beraber
    -Gideriz tabi...
    +Sahile gidelim mi?
    -Olur, çay simit?
    +Tabi kiiii.
    -Hadi kalkalım.

    ikimizden de kıyafetleri değiştirelim, saçımızı başımızı toplayalım gibisinden bir cümle çıkmadı. Direkt olarak kalktık yataktan, yüzümüzü yıkadık ve üzerimize birer hırka alıp çıktık evden. iki sokak aşağıda bir pastane var, efsane simitleri vardır. Oraya gittik, üç simit, bir kaç krem peynir attık poşete sallana sallana el ele düştük sahil yoluna. Simitin biri yolda giderken bitti zaten, oturmadan çaylarımızı aldık, geçtik kimsenin olmadığı bir yere. Sahilin bir kısmı kayalık bir kısmı ise yer ile deniz arasında duvar olan bir şekilde. Kayalıklardan ziyade duvarlara doğru gittik. Ayakkabılarımızı çıkarıp soğuk suların içine soktuk, ellerimizde sıcak çaylar aramızda poşetin içinde simitlerimiz. Narin elleriyle ikiye böldü birini, bana uzattı yarısını. Sabah sabah hafiften esen rüzgarla savruluyordu saçları. Hem görüntüsü etkiliyordu beni, hemde muhiti kaplamaya başlayan Funda kokusu...

    Martılar uçuşuyor gökyüzünde, çığlıkları kulaklarımızda yankılanıyor. Arada birbirimize bakıp gülüyor, sonra çayımızdan bir yudum alıp masmavı denize dalıyordu gözlerimiz. Ara ara yanağıma konan öpücüklerle kendime geliyor, gözlerine odaklanıyordum. Deniz bir, onun gözleri iki... insan oğlunu izlerken mest edecek iki şey...

    +Can'ım
    -Efendim
    +Hiç, söylemek hoşuma gidiyor
    -...

    Çaylar bitmiş, simitlerin yarısını biz yarısını martılar yemiş. Yüreklere sular serpilmiş, sevda tohumları yeşermiş bahçelere can vermiş... Elleri ellerimde, denize daldı gözlerimiz... Saatlerce kalkmadık oradan pijamalarımız ve incin saçlarımızla...
    ···
   tümünü göster