-
51.
+4Benim evim ufak bir binanın üçüncü katında. Evin kendisi ile beraber, bir merdivenle çatıda ki terasa çıkabiliyorsun. Manzarası gerçekten güzeldir çünkü önünde ki açıklıktan dolayı denizi görebiliyorsun. Denize pek yakın değil, o yüzden kirası falan pek dokunmuyor ama şans işte, bedava deniz manzarası.
Takside hiç öne oturmam ben, bu sefer arka koltuğa oturuşum Funda'nın işine geldi, yine ayrılmadı dibimden, başı yine omzumda, nefesi boynumda... içim gıcıklanıyor böyle olunca, hoş bir duygu ama huylanıyor gibiyim de. Bunu fark ettiğine eminim zira özellikle bana doğru nefes alıyor.
Taksiciye adresi tarif ettim, yolu izlemeye koyuldum. Bu çevrede de güzel parklar, bir şeyler içilebilecek mekanlar varmış. Dışarıdan göründüğü kadarıyla sıcak ortamlara benziyorlar. Yarım saat kadar sonra evimin olduğu sokağa girdik. Ağırdan aldı bu sefer şoför, galiba zaman yavaş aksın istedi o da arkada oturanlar için.
-iyi akşamlar abi, kolay gelsin
+iyi akşamlar gençler
Ücretini ödedim taksinin, indik. Funda zaten biliyordu evimi, benden önce o koştu binanın girişine ama anahtarı yoktu. Bekledi el mecbur. Elimden aldı anahtarı, hızlı hızlı açtı kapıyı ve merdivenleri tırmanmaya başladı koşar adımlarla. Sanki acelesi vardı, bir şeye yetişmeye çalışıyor gibiydi. Bende onun arkasından koştum.
-Ya dur acelen ne ne bu hız?
+Sus da gel peşimden (neşesi yerinde yine)
-Tam... Tamam... Of...
Nefes nefese kaldım sigara içen adamım ben merdivenler benim için düşmandır bilmez misin sen. Neyse, yukarı vardığımda o çoktan girmişti evin içine.
-Fundaaa!
+Yukarıdayım.
Hah, bir merdiven daha. Yok yok, bittim ben. Sürüne sürüne çıktım merdivenleri yine. Terasta binanın en dibinde denizi izlerken oturduğum sandalyeme oturmuş, mehtabı izliyor.
başlık yok! burası bom boş!