-
26.
+3-Funda?Tümünü Göster
+Can'ımmm... (daha da sıkı sarılarak)
-Çok iş var burada dimi? (gülerek)
+Kıyamadım toparlamaya...
-Yazdığım şeylerde parça parça anlattığım insan hayat buldu. Peki senin aşkını anlattığın insan hala çıkmadı mı karşına ki, hala bekliyorlar burada? (yüzünü kaldırıp kocaman gözlerle bana baktı)
Hemen toparlandı, kenara koyduk çantalarımızı bir kenardan başladık hemen toparlanmaya. Gerçekten çok iş var gibi görünüyordu ama pis değildi ev. Sadece incintı, kolay olacaktı toparlanmak.
"Ben artık kahve içmek istemiyorum Can. Çok acı. içimi yakıyor... "
"Çok neşeliydin bugün, sanırım yeni bir arkadaş edindin çalıştığın yerde. Muhabbetiniz bayağı koyu görünüyordu."
"Of Can of, nasıl unutursun sen ya. Kaç defa söylemediler mi sana iş yerinde ki arkadaşların üşütürsün ceketini al diye. Hastaymışsın, göremedim seni bugün. Ulaşamıyorum da sana. Nasılsın bilmiyorum. Of!"
"Hemen arkanda ki bankta oturuyorum. Sen izledikçe denizi ben dalgaların oluyorum. Yıldızlar olup yüzüne vuruyorum ışıl ışıl. Karanlık olup hapsediyorum seni içime."
"Görebileceğin en güzel gün bugün olabilir. Her yer neşeli insanlarla dolmuş. Parklar, bahçeler... işte olmaktansa gelip insanları izleyebilirdin bugün ama kendin kaybettin."
"Elinde kadehin, yalnızsın. Kim bilir neye dertlendin, neler geldi aklına. Uzun uzun dalıp gidiyor gözlerin uzaklara, neyi bekliyorsun? Gemiler gelir yanaşırlar, yine hareketsizsin. Martılar çığlıklar atar etrafında, kulaklarını kapatırsın. Neye bozuksun, neden üzgünsün bugün? Hiç görmedim seni bir şeyler yazarken uzun zamandır. Kim çaldı mutluluğunu?"
Aslında evi toparlamak üzere anlaşmıştık ama o iş yaparken ben onun yazdıkları arasında buldum kendimi ve engel olamıyorum kendime. Hepsini okumak istiyorum bir çırpıda. Tüm fotoğraflarıma bakmak istiyorum. Bir yandan da onu tanımak istiyorum çünkü ona dair bildiğim tek şey tamamen benimle yaşadığı ve adı. içimi heyecanlandıran kıza karşı bildiğim tek şey bunlar.
-Funda.
+Efendiiiim (neşesi yerinde)
-Gelir misin?
(koşa koşa geldi, sokuldu hemen dibime)
+Geldim (gülümsedi, resmen bir şeker verilmiş çocuk gibi)
-Her şeyi biliyorsun dimi? Bana dair ne varsa hepsini en ince ayrıntısına kadar biliyorsun.
+Senin, kendinle alakalı bilmediğin şeyler de dahil (göğsünü gururla kabartarak)
-Bana kendini tanıtabilir misin bu kadar iyi şekilde. Yani, bende içimde bir Funda yaşatabilir miyim?
+Sadece gözlerini kapat. Hiç konuşma olur mu ama sakın.
Kapadım gözlerimi ve bekledim. Ne olacağı hakkında bir fikrim yoktu. Yani bir şey mi hayal etmeliydim, bir şey mi düşünmeliydim yoksa öylede beklemeli miydim bilmiyorum.
Funda bu sırada bir şeylerle uğraşıyordu ama ne olduğunu da merak ediyordum hatta meraktan ölüyordum. Sonra bir müzik çalmaya başladı. Bu benim şarkılarımdan biri, benim notalarım. Bir kadın. Uzakta. Bana bakıyor çünkü bu benim yıllardır istediğim kılığa soktuğum insan. Benim yarattığım hayallerimde ki kadın. ilk defa yaklaşıyor bana, şimdiye kadar hep uzaklarda görmüştüm onu. Anlatmıştım ya size, ben o an ne istersem o da o şekilde davranıyor diye. Hani bazen çocuksu bazen tartışmışız gibi. Evet evet, yüzü yok demiştim. Çünkü yarattığım hayal gerçek olamayacak kadar iyi bir insanın görüntüsüydü. Beynimin bana bir oyunu mu yoksa deliriyor muyum bilmiyorum ama şimdiye kadar Funda ile karşılaştığım her yer gözlerimin önünde beliriyor. Ölüyor muyum lan yoksa!? Hayatım film şeridine döndü bir anda. Bulanık bir şeyler var. Hayal içerisinde hayal meyal hatırlamaya çalıştığım bir şeyler. Olamaz! Bu sahilde uyuduğum gece! Konuşmuş benimle, tıpkı defterime yazdığı gibi. Umursamadan dönmüş uyumuşum ben işe bakar mısın.
+Beni senden daha iyi tanıyan biri daha yok bu dünyada. Her şarkında anlattığın insan oldum ben. Her kelimende kurduğun hayallerini, ben gerçek yaptım. Beni tanımak istiyorsan kendi içine bak Can. Ben ordayım. Ama benim hakkımda bilmediğin bir tek şey var onu da sana göstericem birazdan zaten.
başlık yok! burası bom boş!