-
1.
+11Yolda giderken hiç konuşmadık. Ne o bir kelime etti ne ben. Hatta öyle ki, birbirimize bile bakmadık. Onu bilmem ama ben girişken biri olmama rağmen neden konuşmadım ya da ona bakmadım şu an merak ettim.
Sessiz sedasız oturduk masaya, menü falan ne arar zaten, yemekler sayılı. Geldi mekan sahibi tonton bir amca, isteklerimizi sordu. Paşa gönlün bilir usta, yolla bir şeyler maksat yaşamamızı sağlasın dedim. Hiç itiraz etmedi kız, ben bunu isterim falan demedi. Severim bak böyle insanları, cidden. Hani ortam ne gerektiriyorsa ona ayak uyduran kişilerdir bunlar. illa ki yırtık çoraptan çıkan serçe parmak gibi değillerdir. Anlayışlıdırlar. Biz oturmadan açmış telefondan müzik dinliyordu tonton amca. Kendi yağında kavrulup, sessizliğinde demleniyordu ki, biz dahil olduk. Zannederim ki müziği kapatmak için telefonu almıştı eline,
-Yıldız Tilbe dinler misin amca? diye sordum, beklemiyordu tabi doğal olarak. Çünkü bi afalladı sorunun kaynağını aradı yaşlı gözleri.
+Dinlerim evlat, bizlere göre yaşı gençtir, yaşanmışlıkları azdır ama iyi anlatır sevdayı, dedi.
-Versene bize ordan bir kaç beste. Yüreğimiz Yıldız'dan, ağzımız senin biberlerden, ciğerlerimiz sigaranın dumanından yansın biraz, dedim.
Hiç ses etmedi amca, usulca açtı müziği, koydu tezgahın bizden tarafına, döndü ızgaraya işinin başına.
"Açılır sonsuz kere yoluna güllerim
Koparıp atsan da solmaz gönlüm nafile
Yokluğun soğuk tenine susadı tenim
Üşüdüm yorgan misali seril üstüme
Geceler boyu sevişmelerimiz bitmesin
Gölgesi düşsün saçlarına aşk ateşimin
Sakınıp sakla güneşim ol al ısıt beni
Yüzünün sıcak kokusu kalsın ellerimde
Kalbim duraksız haykırışlarda
Ne yapsan ayrılamam senden asla
Hafife alma aşk vurur insana
Bu kadar kolay sanma delikanlım"
Bende çok severim bu şarkıyı. Dinlerim yer yer, zaman zaman. Belki sözleri bir erkeğe hitap ediyor ama aşkını anlatan bir beste değil midir en nihayetinde. Bu yeter işte o notalarda kaybolmaya...
başlık yok! burası bom boş!