Arkadaşlar daha önce bu tarz hikayeler paylaştım sizinle ama heybede baya olduğu için bu şekil devam etmek istiyorum. Yurtta başıma gelen bir hikaye ve bir de muskalı bir hikayemi anlatmıştım. Bugün yine bir yurt hikayemi anlatıcam. Yarım bıraktığım bir hikayem olmadı bana güvenebilirsiniz ve çok uzatmayı da düşünmüyorum. Okuyanlar kendini belli ederse yeterli benim için. Başlıyorum panpalar.

Lisede bulunduğum yurtla hikayelerimi daha önce de anlatmıştım ama o hikayelerimi okumayanlar için tekrar bir özet geçmek istiyorum. Lisede yaşadığım şehirden baya uzak olduğum için yurtta kalmak zorunda kalmıştım ve istemeyerek kalıyordum. Yurdumuz koğuş tipiydi ve kalabalıktı. Daha önce bu yurtta arkadaşıma musallat olan bir cini anlatmıştım. Şimdi de o olayı atlattıktan sonra başımıza gelenleri anlatıcam.

Yurt baya kalabalıktı ve karma bir sistem vardı. Yani Anadolu lisesi, fen lisesi, imam hatip, öğretmen liseleri... Her okuldan kalanlar vardı. Bu yüzden de herkesi tanımak çok mümkün olamıyordu. Uzun bir tanışma sürecinden sonra kalıp bir arkadaş grubum oldu herkes gibi. Gruplaşmalar arttı doğal olarak. Başarı gerektiren bir lisede okuduğum için pek sevildiğimizi söyleyemem. Çünkü etüt zamanları ders çalışan pek olmazdı ama biz çalışırdık. Etüt bitince de devam ederdik hatta bazen. Ama onun dışında kişisel olarak kimseyle bir sorunum yoktu. Gece nöbeti tarzı saçma bir uygulama vardı. Her gece seçilmiş 6 öğrenci 2 şer saat sabaha kadar nöbet tutuyordu. Daha sonra bu uygulama çeşitli sebeplerden dolayı kaldırıldı. Tabi kaldırılma sebebini söylememelerine rağmen anlaşılması uzun sürmeyecekti...