+14
-1
Çıktık dağın en tepesine pusuya düşmek istemiyorduk. Fakat ne yazık ki başçavuşun bize söylediği kordinata girmek için derin ve sıkışık yerlerden geçmek gerekiyordu. Biraz işkillendim “ulan” dedim “acaba bir pusunun içersinemi sürüklüyor bu bizi. Neyse” dedim. Allah büyük, Allah kerim. Hala yürüyoruz, 13 dakika yol aldıktan sonra bir boşluk gördük uzakta ufak çaplı hareketlenmeler var, “aha işte burdalar” dedim. Fakat onların olduğu o tarafa geçmek için bir derenin dibinden geçmek gerekiyordu ve derenin toprak yolu inanılmaz şekilde dardı ve karşıdan çok rahat pusuya düşürülebilecek bir alandı. “Çavuş” dedim. “Pusuya düşme riskimiz %60, fakat giriyoruz”, “tamam komutanım” dedi. O sıra erlerimden biri çıktı Ercan, Kasımpaşalı 13 ay içeride yatmış epey pgibopat bir çocuktu, kendini falan jiletlerdi. Ercan geldi yanıma “bak yavuz komutanım ben bu hainleri tanırım, burada pusu var gel biz sabahı bekleyelim destekle girelim” dedi. “Haklısın ercanım fakat buradan geçersek kaybolan arkadaşını kurtaracağız, sende annenin kuzususun o da annesinin kuzusu, sende evlatlarına baba olacaksın, o da evlatlarına baba olacak, onu burada bırakamam.” Dedim. Ve ardına sinirli şekilde ekledim “korkan varsa burada kalsın.”