1. 1.
    0
    09.11.1997 saat 02.45 etraf zifiri karanlık. Nöbetteyim önümde uzadıkça giden orman.Bir süre sonra çişim geldi ve 20 metre ilerideki açıklık alanda durdum ihtiyacımı giderdikten sonra kemeri çektim nöbet yerine doğru yöneldim arkamdan bir ses duydum köpek sesi.Ses çok yakından geliyordu. Sanki dibimdeydi ama ben karanlıktan hiç birşey göremiyordum. nöbet yerine doğru koştum el fenerimi aldım ve 20 metre ileride işediğim alana tekrar döndüm. Işığı açtım bir de ne göreyim bir köpek uzanmış masum masum beni izliyordu. yalnız gözleri kıpkırmızıydı yoğun bir kırmızılık vardı gözünde.Ben de kuduz mudur ki dedim. Aman nolcak ya susamış hayvan belli mi değil. Mataramın kapağını açtım köpeğe biraz şu verdim içmedi.Ben de keyfin bilir ne zaman susarsan o zaman içersin dedim. Gittim tekrar nöbet yerine bi deri bi kemikti köpek acıkmış olmasın hayvancağiz tabi ya dedim çantamda duran konserve halindeki acılı fasulyeyi çıkardım. Bıçakla metali kestim.Bu arada bicağı kaydırmış ve parmagimi da kesmistim baya derin kesmiş olsam gerek baya kanıyordu ilk önce şu elimdeki faulyeyi hayvana vereyim de sonra bakarız bi çaresine dedim köpeğe fasulyeyi vermek için yanına gittim.El fenerimi de yanıma aldım ışığı yaktım. Köpek aynı yerinde masum masum bana bakıyordu fasulyeyi elimde görünce hemen ayağa kalktı. Bende aaa sen çok acıkmışsın dedim güldüm.Ama hiç beklemediğim birşey oldu hayvan kanayan parmağımı ısırmaya başladı.Bir anda irkildim ve kendimi geriye çektim. köpek iyice hırçınlaşınca bir tekme savurdum. Sendeleye Sendeleye gitti.Bu da neydi şimdi dedim ve aldırış etmeden nöbet yerime geri döndüm. saat 03.20 gözlerim yavaş yavaş kapanıyor derken uykuya daldım. Karakoldan gelen silah sesleriyle gözlerimi açtım.
    ···
   tümünü göster