Kilisenin önüne geldiğimizde çan sesi hala vardı fakat tepede ki çan haraket etmiyordu. Burada ters giden bir şeyler var. Kapıdan içeri girdik. Kilise tamamen karanlıktı. Telefonun flaşını açtım önden ilerlemeye başladım. Tamamen boştu. Flaşı ileriye doğru tuttuğumda isa heykelinin altında birinin bize sırtı dönük şekilde oturduğunu farkettim.
+Aleyna
-Gelsene Arthur burası çok güzel
+Ne işin var burada
-Çan sesi beni resmen buraya gelmem için zorladı
+Bu harabeden çıka---
-HARABE DEĞiL !
Kilisenin kapısından biri girdi. Fatih'in bağırmasıyla geriye döndük. Flaşı kapıya tuttuğumda giren Aleyna'ydı. Tekrar isa heykelinin olduğu yere döndürdüğümde kimse yoktu. Aklımızı kaçırmak üzereyiz. Yağmur söze girdi.
+Fatih nolur çıkalım burdan korkuyorum
Kilisenin kapısına doğru ilerleyip dışarı çıktık. Hemen söze girdim
+Sen nerdeydin Aleyna
-Kamp yerinin girişinde ki çadırların olduğu yere gidip sigara istedim. Sana söylemiştim oysa dinleseydin beni keşke.
+Bana çadırdan çıkarken gezmeye gid---
-Arthur ben çadıra hiç girmedim bile