irem bende bir gariplik olduğunun farkındaydı ama üstüme gitmiyordu aile sorunlarım yüzünden.
Günden güne sevdiceğime iyice bağlanıyordum, bu durumun farkına varan sınıf hocam beni rehberlik servisine zütürüp bir konuşma yaptı. Konuşma aynen şöyle :
Rehberlikçi : Oğlum geçen sene derslerin çok kötüydü bu sene geliştin ancak irem'in dersleri çok iyiyken kötüledi sen de farkındasındır bunun. Lütfen görüşmeyin ikiniz içinde çok daha iyi olucaktır.
pekekente bak ulan kız benim derslerimi bile düzeltti 20-30 alırken şuan 60-70 alıyorum, bana ders çalıştırıyor nasıl kötüleşsin kızın dersleri.
Nasıl kötüleşti hocam diye sorduğumda cevabımı aldım.
Geçen sene 100-100 alırken bu sene 85-90 arası alıyor evladım kız tıp düşünüyor. Lütfen geleceğini etkileme demişti.
Oysa ki geleceğini etkileyecek hiçbir şey yapmamıştım ki. Tamam iyi biri olmaya bilirim ancak alkol ve sigaradan başka kötü bir alışkanlığım yoktu ki. pekekent resmen ayrılmam için beni ikna etmeye çalışıyordu. Ne yani babası pekekent kılıklı anneside başka biriyle evlenen çocuğun sevme ihtimali yok mu ? Siz hiç sevmediniz mi ? Ben onu öpmüyordum bile. Anneme anlatmıştım ulan ben gibikler siz kim oluyosunz benim hayallerime karşıyosunuz. Bu derin düşünceler arasında okul terketmiştim. Tuna ile aramız pek iyi değildi irem mevzusu yüzünden çünkü ihmal etmiştim onu. Akşam okul çıkışına tekrar gidip Tuna'yı aldım ve yine her zaman ki gibi ormana gidip Neşet Ertaş eşliğinde bira ve sigaralarımız içip evlere dağıldık. Eve geldiğim de dayımın eli kesilmiş bi vaziyette gördüm. Ne olduğu sordum ancak hiçbir şey demeden geçiştirip gitmişti odasına.
Anneannemi o kadar çok özlüyordum ki, keşke 7 yaşıma dönsem de bunların hiçbiri olmasa diye defalarca ağlayarak dua ettiğimi hatırlarım.
irem ertesi gün moralimden anlamıştı neler olduğunu az çok, okula babası gelmiş o konuşmuş hocalarla istemiyorum görüşmelerini demiş. pekekent madem istemiyorsun gel bana söyle ne diye hocalarımı katıyorsun ki ?