-
1.
0i̇nsanoğlu ateşi çok eski zamanlardan beri bilmektedir. bundan yüz binlerce yıl önce avrupa’da insanların yaşamış olduğu belirli mağaralarda, ocak niyetine kullanıldığından şüphe edilmeyen taşlar arasında kömür ve yanık kemik parçaları bulunmuştur.Tümünü Göster
fakat insanoğlu ateş yakmayı nasıl öğrenmişti acaba? bu soruyu ancak tahminle cevaplandırabilmekteyiz.i̇lk insan ateş yakmayı öğrenmeden öncede bunu nasıl kullanacağını, ateşten nasıl yararlanacağını biliyordu. örneğin yıldırım kof bir ağaç kütüğünü yakıyor, bunun yakınındaki bir insan da kütükten sağladığı ateşi uzun süre muhafaza ediyordu.
yukarda değinmiş olduğumuz gibi, mağara devri insanının ateş yakmayı nasıl öğrendiğine ilişkin tutarlı bir tahminde bulunabiliriz. karanlıkta kuvvetle birbirine sürtülen taşların kıvılcımlar meydana getirdiğini mağara adamı muhakkak fark etmişti. fakat iki taşı birbirine sürterek ateş yakabilmek, fikrinin doğması ve bunun uygulanması için nice kuşakların geçmesi gerekmiştir.
i̇nsanoğlu tarafından yakılan ilk ateş konusunda değişik bir tahmin daha vardır. bu tahmin, günümüzde ilkel topluluklarda yapılabilecek bir gözlemle ilgilidir. şimdi,sözünü ettiğimiz bu ilkel topluluklardaki bazı yöntemlere eğilelim. alaska’da bazı kabilelerden yerliler, iki taş üzerine sülfür (kükürt) sürer ve bu taşları birbirine sürterler. kükürt ateşlenince de,yanan taşı kuru otların veya ateş alabilecek başka şeylerin üzerine atarlar.
hindistan’da ve çin’de, kırık bir çömlek parçasına , bir bambu (kamış) çubukla sertçe sürtülür. bambu çubuğun dış yüzü çok serttir ve çakmak taşı niteliklerine sahiptir. eskimolar ise, alelade bir kuvartz parçasını, bir demir piriti parçasına sürterler. kuvartz, bünyesinde silis bulunan bir nevi taştır. gerek bu tür kuvartz gerekse silisli demir parçaları, eskimolar’ın yaşadıkları çevrede çok yaygın ölçüde bulunur . kuzey amerika’da yaşayan kızılderililer arasında da, ateş yakmak için iki çubuğu birbirine kuvvetle sürtüştürmek çok yaygın bir yöntemdir. örneklerden de anlaşılacağı gibi, bu uygulama ve yöntemlerin hepsi yaklaşık olarak aynı esasa dayanmaktadır.
eski yunanlılar ve romalılar ise başka bir yöntemden yararlanırlardı. bu yöntemin temel unsuru, güneşin ışınlarını belirli bir noktada odaklaştıran bir nevi mercekti.
güneşin ışınları bu mercek sayesinde belirli bir noktada yoğunlaştırıldığı zaman, kuru bir ağaç parçasının yanmasını sağlayacak kadar ısı uygulanmış oluyordu.
eski çağlarda ateşle ilgili olarak dikkati çeken bir şey de, birçok ilkel toplumlarda insanların “devamlı ateş”i muhafaza etmeleri,bu bakımdan gösterdikleri titizliktir. şimdiki mekgiba’da yaşayan eski mayalar, aztekler, tapınaklarında veya belirli yerlerde hiç sönmeyen, sönmesi ne meydan verilmeyen devamlı ateşler yakarlardı. eski yunanlılar, mısırlılar ve romalılar da, tapınaklarında aynı yöntemi uygulamışlardır
-
izmirin dağlarında kürtçülük açar
-
allahsız kitapsız milli dini manevi değeri olmayan
-
melek gozun anasının
-
mottogirl selamun aleycum
-
dedemin kitli çekmecesinde şöyle bişey buldum aga
-
aşko kuşko sevgiler minişko omaygad free night
-
ne kadar sövsem az
-
türkiye de felaketlerden ölenlere üzülen yok
-
izmir kars rize
-
kimdir necidir tanımam ama
-
2021 ramazan ayı inci sözlük
-
hayatında köyünden dışarıya adım atmamış
-
insallah 3 takimimizda avrupadan elenir
-
megane2 10 kişilik sözlükte başlık taşıyor
-
ya moruk ecnebinin yaptığı makine harbi makine
-
ezzane mi eczane mi ezan mı
-
keske dunya da da hayat olmasaydi
-
puşini yalamak isterdim
-
kuran kursu smackdown
-
aranızda türk hekimi var mı
-
allahini
-
püberte ucan kedi karı değil dost
-
temizlik gorevlisi bile kpss ile
-
ben bu vatan icin 6 ay askerlik yaptım
-
560 bin reyizi gören oldu mu beyler
-
konyada bina çökmüş
-
bu kitap alamayan adam çok şanslı adam
-
ümit özdag ne habeeerrr dosss
-
yalnızlıktan bitmeyen beraberliğe
-
dexer üç şeyi gibmez taş ak yavş ak kavşa ak
- / 2