1. 26.
    0
    rasyonalizm; felsefede dogmatik bir akılcılık olarak tanımlanırken; günlük dilde, önyargılardan ve duygusal saplantılardan arınmış bir akıl yürütme olarak tanımlanır.
    rasyonalizme göre; "genel-geçer bir bilgi vardır ve kaynağı akıl ve düşünmedir. akıl doğuştandır. ”

    i̇lkçağdan günümüze kadar başlıca rasyonalistler şunlardır: sokrates, platon, aristoteles, farabi, descartes, hegel.

    sokrates: sokrates’e göre;”insan bilgisi doğuştan gelir.”
    atina sokaklarında dolaşarak,her konuyu tartışır, halka değer yargılarına körü körüne inanmanın yanlışlığını göstermeye çalışır. bunu yaparken diyalektik yöntemini kullanmıştır.bu yöntem diyalog esasına dayanır.i̇ki aşaması vardır:

    1-i̇roni (alay):sorular sorarak çok şey bildiğini zanneden kişinin hiçbir şey bilmediğini ortaya çıkarır. onunla alay ederek yeni cevaplar aramaya yöneltir.

    2-maiotik (doğurtma): hiçbir şey bilmediğine inanmaya başlayan kişinin bulduğu cevaplarla aslında çok şey bildiğini kanıtlar. (örneğin bu yöntemle bir çobana geometri problemi çözdürdüğü söylenir)

    o’na göre;bilgilerimiz doğuştandır ve doğuştan olan bu bilgilerimiz genel-geçerdir.bu anlamda sokrates’e göre öğretmen aslında öğrencisine yeni bir şey öğretmez sadece doğuştan onun aklında var olan bilgiyi açığa çıkarır.

    platon: platon’a göre i̇dealar ve görünenler(fenomenler) evreni olmak üzere iki türlü evren vardır.

    i̇dealar evreni;doğmadan önce içinde bulunduğumuz ve her şeyin gerçeğinin bulunduğu evrendir. ancak akılla kavranır.
    görünenler (fenomenler) evreni; halen içinde yaşadığımız nesneler evrenidir. görünenler evreni idealar evreninin bir kopyası, gölgesi (yansımasıdır.)görünüşler dünyası olan bu evrenin bilgisi duyu organları ile elde edildiği için doxa (sanı) dır, aldatıcıdır. çünkü duyu verileri kişiden kişiye değişen aldatıcı, göreceli bilgilerdir. bu nedenle doğru bilginin kaynağı duyular olamaz.

    i̇dealar evreninin bilgisi akılla elde edildiği için doğru genel-geçer bilgidir. akılla idealar evreni hakkında kesin bilgi elde edilebilir. bu nedenle doğru bilginin kaynağı akıldır. platon’a göre bilmek ideaları hatırlamaktır.

    aristoteles: hocası platon’un birbirinden ayırdığı, biri duyularla diğeri akılla(düşünceyle) kavranan iki evreni bir araya getirmek ister.

    o’na göre idealar nesnelerden bağımsız değildir, idealar tek tek nesnelerin özünde tümel kavramlar olarak vardır. bilginin amacı tekil yani bireysel olanı bilmektir. ancak tekilin bilgisine genelin( tümel)in bilgisinden hareketle ulaşılır. gerçek bilgi ise, tümel yargılara dayanan önermelerdir. aristoteles’e göre gerçekte var olanlar tek tek şeylerdir. şu anda görmediğimiz idealar değildir. tümel önermeler içinde tekiller (tek tek nesne ve olaylar) olduğundan, yapılacak iş tekilleri tümellerden üretmektir.
    örneğin:
    bütün insanlar ölümlüdür.
    aristo’da insandır.
    o halde aristo’da ölümlüdür.

    sokrates’e göre bilgi edinme yetisi (meleke) akıldır. akıl; edilgin (pasif) akıl ve etkin (aktif) akıl olmak üzere ikiye ayrılır. etkin akıl duyularımızı saptayarak bilgimizin içeriğini sağlar. aktif akıl ise pasif aklın sağladığı bu duyuları işleyerek, biçimlendirerek akli hakikatleri sağlar.

    aristoteles bir rasyonalist olmasına rağmen o’nu kendisinden önceki rasyonalistlerden ayıran en önemli özellik bilgilerimizin doğuştan olmadığını savunmasıdır. o’na göre bilgilerimiz duyu organlarınca elde edilir (pasif akıl)ve işlenerek (aktif akıl) tümel kavramlar oluşturulur. akıl bilgi üretme gücüne sahiptir.

    örneğin:bir armut tohumu armudu çekirdeğin içinde güç halinde bulundurmaktadır. buğday tanesi unu, ekmeği güç halinde taşımaktadır.i̇şte bu güç tecrübeyle temas haline gelince fiile dönüşür ve buğday ekmek haline gelir.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster