Hafif tempoda koşmaya başladık, Melis in ikizler bi sağa bi sola bi sağa bi sola gidip geliyodu. Çavuş artık alismisti zaten. Melis ' den ciddi ciddi hoslanmaya başlamıştım. Biraz cesaretlenip sordum. "Melis, kocan ne iş yapıyor ?" kocasının mesleği gibimde değildi ağzını ariyordum. Kocam öldü dedi. Üzüldüm yani beyler yalan yok. Ama o unutmuş gibiydi. Melis evli değildi. Bunu öğrendiğim çok iyi olmuştu. 45 dakika sporun ardından eve geçtik. Aramızda söyle bi diyalog geçti:
b:ben m:melis
m: Sizinkiler gelmiş mi
b: Hayır gelmemişler
m:bize geçelim kahve içeriz
b:olur farketmez

Diyip içeri geçtik. Kiyafetlerini değiştirip altına dıbını belli eden pembe bi tayt giydi. Çavuş zıpladi normal olarak. Haliyle terliydik. Ama banyo yapabilir miyim diyemezdim. O an sanki aklımı okudu. Banyoya geçebilirsin istersen dedi. Ben ilk itiraz eder gibi olsam da Hayır demedim. Bana dönüp "Ben bornoz ve banyoyu hazırlarım 5 dakikaya" diyip banyoya gitti. Ve 4-5 dk sonra hazırladığını söyleyip kensi odasına gitti. Cavusu tokatlayip ardindan duş aldım. Bornoz ile kurulanmaya başladığımda bornozun cebinde bişey olduğunu farkettim. Elimi bornoz cebine zütürdügüm anda ne göreyim. Prezervatif! Bu tesadüf olamazdı ne de olsa o hazirlamisti banyoyu. O an anladım. Melis beni gib diyodu resmen. Ben de isteksiz değildim doğrusu.