+9
26. BÖLÜM
b: Benim kaçmamı sağlayan senmiydin.
s: Ne sanmıştın. O araba size tesadüfenmi çarptı.
b: Ben sadece o an düşünemedim.
s: Tamam. Uzatma işte. Söyle şimdi paranın yerini.
b: Polisler yolumu kestiğinde ormana doğru fırlattım. Parayla yakalansaydım ticaret yaptığım anlaşılırdı.
s: Nereye attığını tam olarak hatırlıyormusun?
b: Hatırlamazmıyım.
s: O zaman parayı almak için ikimiz gidiyoruz. Sonra sen yoluna ben yoluma.
b: Paranın 30 binini istiyorum. Fazla değil. Ben bu oyuna Turgay yüzünden başladım. Bunu tamamlamadanda birirmicem.
s: 20 bin veririm.
b: Farkındamısın bilmiyorum ama şu anda polisler deli gibi beni arıyordur. Paraya ihtiyacım var. Dua etde 50 bini istemiyorum.
s: Şu anda aç gözlülüğün yüzünden ne halde olduğunun farkındamısın.
b: Uzatma. Gidelim artık. Yakalanmak istemiyorum.
Uzun konuşmanın ardından tak kokan kulubeden sonunda çıkmıştık. Araba hemen ilerdeydi. Galiba yeni almıştı yada çalmıştı. Araca binmeden önce beni bagaja koymuştu. Kaçak bir mahkumla yakalanmak istemezdi sonuçta. Girmemekte çok ısrar etmiştim. Silah olmasaydı asla girmeyeceğimi biliyordu. Bagaj çok dardı. Zar zor nefes alıyordum. En azından tak kokmuyordu. Yaklaşık yarım saat sonra sonunda gelmiştik. Bunu Samara'nın yaptığı ani frenden anlamıştım. iğrenç araba kullanıyordu. Arabadan inip bana doğru yaklaştı ve hızlıca bagaj kapağını açtı. Elini uzatarak sakat bacağımla oradan çıkmama yardım etti. Arabadan indiğimde çok kötü olmuştum. Burası polislerin beni yakaldığı yerdi. Samara bana bakarak
s: Ne tarafta atmıştın?
b: Sol taraf yani burası.
Gösterdiğim yere doğru ilerledik. Paranın kısa bir ağacın yanına düştüğünü söylüyerek yerlere iyice baktım. Samara bağırarak buldum buldum diye çırpınmaya başladı. Çok sevinmiştim. Yanıma gelerek 100 binin içinde 30 bini bana uzatarak
s: Al paranı. Bundan sonra sakın karşıma çıkma. Anladınmı.
b: Son bir isteğim var.
s: Ne?
b: Beni Ceyda'nın evinin oraya bırakır mısın?