Ömer hala konuşuyordu ve bende dayanamayıp bunu kendimde gerekli bularak
x: Peki siz neden burdasınız bahsettiğiniz vatanı bu koltukta etrafınıza alev saçarak kurtarmayı düşünmüyorsunuz heralde. ( Bunu dediğimde sadece gülümsedi ki bu beni gıcık etmişti.)
Ömer( Babama dönerek) : Hanımefendiye anlattığınızı varsayıyorum.
X: O kadar konuştuktan sonra bunu tekrar anlatmanın size zarardan çok fayda getirceğine inanabilirsiniz.
Ömer: iyi madem çok istiyorsunuz buraya bizi davet eden babanızdı bizde aslında istemiyor değildik. Şehirde şu an bizlere karşı aşırı büyük bir baskı var ve bizde bazı faaliyetleri buraya taşımaya karar verdik.
X: Nasıl faaliyetler konuşmak falan mı
Ömer: Basım işleri
X: Buna izin mi verdin baba( babam sadece başını sallamakla yetinmişti yıllardır yaşadığım yerde dış unsur olarak bulunmak beni sinirlendirmişti.) Ya bunu dikta öğrenirse biz suçsuz durumdayken...
Ömer: Merak etmeyin babanızda bizden biri
X: Ne saçmalıyorsun sen senle konuşmuyorum yabancı (yinedee konuşmaya devam etti konuşmaktan haz alıyorddu galiba)
Ömer: Az önce kitaplığınıza göz gezdirdim o kitapların dikta tarafından hoş karşılanmayacağını bence çok iyi biliyorsunuz bizim basacağımız şeylerden tek farkı kapak içinde olması buda onlar için pek anlam ifade etmez.
O an ağlamıştım ne diyordu bu herif beni bi günde ne hakla suçlardı koşarak odama çıktım ve suçlandığım kitaplığın dibinde yığılıp kaldım bu bilgi hazinesinin ne günahı olabirki onlar için canımı bile veririm.
Buraya yazanın notu: Kitaplar o dönemden yaklaşık 10 yıl sonra artık basılmamaya başladı. Ne olduğunu bilmiyor iseniz genellikle 13.5 cme 19.5 cm olan hammeddesi ağaçtan bir okuma aracıdır.