+24
-1
11. BÖLÜM
Alarmın lanet sesiyle lanet bir güne daha gözlerimi açmıştım. Yavaşca doğruldum ve her sabah yapılan rutin şeyleri yaptım.
Okul kıyafetlerimi giyerek evden çıktım ve okula gittim. Okul kapısından girdiğim anda herkez bana bakıp kıkır kıkır gülmeye başlamıştı. O sırada Ceyda yanıma gelerek
(ben:b) (ceyda:c) (turgay:t)
c: Berk bak sana dün yaşattıklarım için gerçekten çok özür dilerim.
b: Benden özür dilemene gerek. Hata bende asıl ben senden özür dilerim. Sana değer vermiştim. Hepsi boşunaymış.
Bunları söylerken yüreğim o kadar çok acımıştıki ağlamamak için kendimi zor tutuyordum. Yada gözlerimde yaş bitmişti. Hepsini dün kullanmıştım. Tam Ceyda'nın yanından gidecekken Turgay yanımıza geldi.
t: Lan sen akıllanmıyor musun? Dün yediğin dayak yetmedimi. Herkeze burdaki herkese rezil oldun. Salya sümük ağlayarak kaçtın. Şimdi sen anne diyede bağırmışssındır. Baksana o kadar çok dövmüşüm ki seni yüzün aynı g*tüme benzemiş.
Dedikleri karşısında sadece kafamı eğmiştim. Ona yeniden sinirlenmiştim ama elimden hiçbirşey gelmedi. Bir daha dayak yemek istemiyordum. O sırada aklıma samara geldi. Karar vermiştim. Samaranın yanına gidicektim. Okuldan çıkarak otobuse atladım ve en kısa sürede Derin Cafe'ye ulaştım. Otobusten indigimde saat tam 15:00'di kafeye girdim ve kafama kırmızı bir şapka taktım. Yaklaşık 5 dakika bekledikten sonra kimse gelmeyecek diyerek kapıya doğru yöneldim. Tam çıkacağım sırada birisi Samara diye bağırdı. Yüzümde bir gülümseme oluşmuştu. Arkama döndüm. Karşımda bir palyaço vardı. Samara bu olmalıydı