+8
Emre titriyordu gerçekten. Ben de çok tırsıyordum ama beyler. Orda gibimi kesip ağzıma vermeyecekleri ne malumdü? Herneyse ilk başta çok karanlıktı sonrasında bembeyaz oldu. Beyler inanılmaz bir şey. Etraf sadece gri ve beyaz. Binbir türlü zımbırtı var. Etrafta gök mavisi giyinimli insanlar vardı. Onlarla çok ilgileniliyordu. Arada birkaç kişi dönüp bize bakıyor sonrasında ise gözlerini iyice açıp bana bakıyorlardı. Birkaç tanesi beni eliyle göstermişti. Bu beni daha da korkutuyordu. Nihayet indik yere. Herkes bize bakmayı kesmişti. "Bundan sonrasını ben devralıyorum. Gidebilirsin." Bir kadındı beyler ama ne kadın. Kızıl saçlar, bembeyaz ten, yeşil iri gözler... "Merhaba. Adım: Ellie. Sizinle ben ilgilenicem." Sanırım burada çalışan hemşireler gibi düşündüm onu. Anlamış olacak ki "Hayır bakıcı değilim. Beni doktor gibi düşünün. Sadece elimde neşter yok ve yöneticinin kızıyım. Annem sizden umutlu. Hadi önden buyurun." Ne olduğunu anlamamıştım beyler konuşamıyordum bile. Dilim resmen tutulmuştu. Yürümeye başladık.