+10
Kendimi toparlayıp sakinleşmeyi başardığımda, mor ötesi ışık, eldiven ve cımbızlarla zarfı inceledim. Biyolojik veya kimyasal bir tuzak izi yoktu. Nihayet kenarını yırttım ve içinde birkaç fotoğraf ve bir sim kartı düştü.
Orta yaşlarında bir kadın ve üç çocuk fotoğraflarda kameraya gülümsüyordu. Hepsinin ayrı ayrı pozları da vardı. Bunun anlamı neydi? Tanımıyordum bu aileyi.
Yedek telefonlarımdan birine sim kartı taktım, beklemeye başladım.
Avcı ruh halime bürünmüştüm. Evime tecavüz eden kişiye ne işkenceler yapacağımı hayal ederek iki saat kadar bekledim. Tam gece yarısı çaldı telefon.
Karşıdan gelen nefes alma sesine karşı, ben de ona sadece bunu sundum. Başka bir seri katili tanımak çok zor değilmiş.
“Fotoğrafları beğendin mi?” diye sordu. Sesinde zevk dolu bir tireme vardı. Belki de benimle konuşurken kendini tatmin ediyordu.
“Evet,” dedim. “Kim onlar?”
“Sıradaki kurbanların,” dedikten sonra daha fazla dayanamayıp kahkaha attı.
“Mantıksız,” dedim. “Bu işler öyle olmuyor.”
Sinirli, titrek bir kıkırdama. Hasta bin!
“O çok sevdiğin koltuğunda oturuyorsun sanırım. Sırtını yasladığın minderin arkasına bak.”
içimden bir küfür savurdum. O kadar kızmıştım, evi kolaçan etmeyi unutmuştum. Kolumu arkaya uzattım. Biraz daha şişkin ikinci bir zarf beni bekliyordu.
Bu sefer tedbiri iyice boş verip, hemen kenarını yırttım. Hasmım istese çoktan beni çoktan öldürebilirdi zaten. Sadece kimin patron olduğunu göstermeye çalışıyordu.
Bu kez fotoğrafların ana unsuru bendim. Evden çıkarken, iş yerimde… Ve lanet olsun! Son kurbanımın üzerinde çalışırken!
Çok özel anlarımda beni seyretmişti.
Telefonu sehpanın üzerinden aldım.
“Zevk aldın mı seyrederken? Kendini tatmin ettin mi?”
Kontrolümü kaybetmemeye çalışıyordum.
“Daha iyilerini gördüm,” dedi pislik. Hasta ruhlu olabilirdi ama tasmayı boynuma takmıştı.
“Nasıl buldun beni?”
“Çok kolay oldu,” dedi.
Ve açığımı tek kelime ile dile getirdi:
“Çiçekler.”
Bütün özgüvenimi çökertmişti.
“Kurbanların tek ortak yönü çiçeklerdi. Ondan sonrası kolaydı. Bir aday listesi oluşturdum ve kısa sürede tek isimde karar kıldım. Gerisi bir süre takipti… Ve bingo!”