/i/Haberler

İnciden al haberi
  1. 1.
    +1
    Öncelikle şu bilgi ile başlayalım. Evet, Dünyadaki bor madenlerinin %72’si Türkiye’de bulunmaktadır. Türkiye’yi, %8 ile Rusya ve %6 ile ABD ve %4 ile Çin izlemektedir. Ancak, siz bu oranları üretim imkân ve kapasitesi açısından %100 olabilecek şekilde düşünebilirsiniz. Çünkü Türkiye hariç dünyanın diğer bor rezervine sahip ülkelerinde, üretim maliyetleri çok yüksektir. Türkiye hem sahip olduğu orandan, hem de üretim maliyetinin düşüklüğünden dolayı piyasanın tamdıbını ele geçirebilecek kapasitededir. Ancak Türkiye’nin şu an piyasayı ele geçirme gibi durumu var mı? Tabi ki yok. Bunun sebebi, hem bor madeninin zaten dünyanın ihtiyacı olandan çok fazla olması, hem de bor işlemlerinde teknolojiye ihtiyaç duyulmasıdır.
    Peki, nedir bu bor? Bor, hem yarı metal hem de yarı iletken bir elementtir. Periyodik tabloda “B” simgesi ile gösterilir. Çok çeşitli alanlarda, çok çeşitli tepkimelere sokularak kullanılır. Borun bir tek çeşidi yoktur. Kulanım alanına göre farklı çeşitleri vardır.
    Bor konusunda en çok bilinen yanlış, bu elementin sanki bir benzin veya kerosin edasıyla arabalarda veya uçaklarda yakıt olarak kullanılabilecek birşey olduğudur. Boru bu şekilde kullanamazsınız. Bor madenini kullanmak için, önce onu kullanacağınız alana göre işlemeniz gerekmektedir. Bu yakıt konusuna en son değineceğiz.
    işleme aşamasından önce, üretim aşamasını anlatalım. Dünyada 4 büyük bor üretimi yapan şirket vardır. Bu şirketlerden 2 tanesi ABD uyruklu, birisi Alman ve birisi Türk uyrukludur. Bu kadar yüksek rezerve ve imkâna rağmen, Türkiye bu üretimin %47’sini gerçekleştirmektedir. Ancak yine de ülkenin hakkını yememek gerek, zira 2004 yılındaki üretim, bugünkünün 3/1’i kadardı. 12 yılda üretim kapasitesi 3 kat arttı.
    Esas önemli olan aşama ise, üretilen bu boru işleme ve kullanıma sokma aşamasıdır. Bu konuda Türkiye, üretim konusundaki geriliğinden çok daha “geri” bir vaziyettedir. Sebeplerini aşağıdaki kullanım alanlarını okurken fark edeceksiniz.
    Bor nerelerde kullanılır?
    Cam sanayisinde; camın üretim aşamasında, özel fırın kaplarında, cam laboratuvar malzemelerinde, arabaların far ve sinyal camlarında, cam yününde, LCD ekranlarda, uzay sanayinde kullanılan camlarda, elektronik endüstrisindeki camlarda ve seramik üretiminde kullanılır.
    Nükleer reaktörlerde bor, nötron absorbe eden malzeme olarak çelikle birlikte kullanılır.
    Temizlik sanayinde; sabun ve deterjan üretiminde mikrop öldürücü ve yumuşatıcı etkisi olduğu için kullanılır.
    Yangın geciktirici olarak; yanmaya müsait olan malzemelerde kullanıldığında, alev geciktirici olarak kullanılır.
    Tarım alanında; bilim adamları gübre içindeki bor elementinin, sebze ve meyvelerdeki verimliliği büyük ölçüde arttırdığını keşfetmişlerdir. Bu alanda da bazı kuruluşlar tarafından kullanılmaktadır.
    Metalurji alanındaki kullanımlarını yazarsak, bu yazı gibi 3-4 makale daha gerekir. Ancak siz yüksek basınç ve ısı dayanımı sağlaması, ayrıca hafif olması gibi sebeplerle bin bir metal işinde kullanıldığını bilin.
    Uzay ve havacılık sanayinde, tıpkı metalurji alanında olduğu gibi yüksek basınç ve ısı dayanımı özelliklerine sahip olduğu, ayrıca hafif olduğu için, bolca kullanılmaktadır.
    Süper-iletken olarak kullanılması; süper iletkenlik, teknolojik gelişmelerin adeta “rüyada görülen aksakallı dedesi” gibidir. Süper iletkenlik, teknolojinin sıçramasını sağlamaktadır ve daha çok sağlayacaktır. Bor, bu alanda yeni yeni kullanılmaya başlamıştır. Zamanla geliştirilecektir.
    Mıknatıs olarak, neodimium mıknatısların yapımında kullanılmaktadır.
    Güneş panellerinde; verim arttırıcı madde olarak kullanılmaktadır.
    Pil üretiminde; lityum-iyon pillerde kullanılır.
    Besin olarak; insan bedenindeki kalsiyum, magnezyum ve fosfor dengesini ayarlar. Kemik, kas ve beyin fonksiyonlarına yardımcı olur.
    Transhümanist Türk Hareketi’nin izleyenleri! “Çomar” diye aşağılanan insanların ağzında sakız olan bu elementin konusunu açmak dahi, insanların çoğu tarafından, bu meselenin seviyesiz bir hale gelmesinden dolayı yadırganıyor. Ancak insanların ne düşündüğü bizim umurumuzda değil. Bizim umurumuzda olan sadece gerçektir.
    Bor; eğer iyi bir şekilde kullanılabilir ve sektör ele geçirilebilse, Türkiye için çok kazandıracak bir kapıdır. Ancak bu kadar değil, bor elementinin kullanım alanları geliştirilmelidir. Bu günkü tablo ile bir yere varılamaz.
    Daha şimdiden, bor üretimini, işlenmesini ve kullanımını yabancıların eline bırakmış durumdayız! Yakın gelecekte tamamen kaybedeceğiz. Özellikle ülkemizdeki “muhafazakâr” kesim tarafından konu son derece laçkalaştırılmıştır. Biz, bu elementin önemini ve değerini biliyoruz, ortalıkta dönen bilgi kirliliği bizim umurumuzda bile değil. Bizim istediğimiz, bu elementin her aşamada Türk elementi olmasıdır. Boru sadece üretip satmak, hiçbir işe yaramaz. Zaten şu anki tablo ile dünyaya 1000 sene yetecek bor vardır. Türkiye hiç olmasa dahi, dünya en az 300 sene bora muhtaç kalmayacaktır. Türkiye’nin bu konuda ilerlemesi için, borun kullanılacağı endüstriyel alanları oluşturmak gerekmektedir. Bu mineralin kullanıldığı teknolojik cihazlar Türkiye’de üretilmelidir. Bu elementin daha çok alanda, daha ileri seviyelerde kullanılması gerekmektedir. Bu nasıl sağlanır? Sadece ar-ge çalışmaları ile.
    Eğer, Arapların petrolü satıp parasını yediği gibi yemeyi düşünüyorsanız, büyük bir gaflet içindesiniz demektir. Esas güç, bu elementin kullanım alanlarını ele geçirmektir. En büyük hedef ise, süper-iletkenlik özelliğini geliştirip, teknolojide “Türk sıçraması” için kullanılması olmalıdır.
    Gelelim bor elementinin yakıt olarak kullanılmasına… Bor yakıt olarak kullanılabilir mi? Evet kullanılabilir. Ancak şu an, diğer enerji alanlarının çoğundan daha maliyetlidir. Ayrıca bu elementten enerji üretebilecek sistemler, günümüzdeki sistemlerden daha farklıdır. Bu sistemler hali hazırda bulunmadığı için, bunların sistemlerin üretim sektörünün kurulması da maliyetin içine dâhil olmaktadır. Rekabet düzeni hâkim olduğu için, şu an kullanılması düşünülmemektedir. Bunun kullanılabilir bir yakıt haline getirilmesi için, ar-ge çalışmaları gerekmektedir.
    2023 saçmalığını anlatmaya gerek bile yok. Bunlar 2023’ü saf gibi beklerken, bu madenin tüm sektörleri, yabancıların tekeline geçmektedir. Bu madenle ilgili neredeyse tüm ar-ge çalışmaları, yabancılar tarafından yapılmaktadır.
    Üretimin çoğu bizde değil, işlemenin ve kullanmanın çoğu bizde değil, bu nasıl Türk madeni?
    Bu konuda bilimsel bilgi sahibi olmak, bu elementin kullanım alanlarını araştırıp geliştirmek, bu elementi her yönüyle bir “Türk elementi” haline getirmek, her Türk evladının vazifesidir.
    ···
   tümünü göster