Dünyada tek bir gerçeğim varsa o da bacaklardı. Esmer bacaklara dayanamıyordum bu alçak duygu beni sarmalamıştı
Doğaldı ama vahşiydi. istemiyordum bu isteği
Onurlu bir sosyalist gibi becermek istiyordum. O esmer bacakların bana açılmasını istiyordum. Öğretme masasında becermek istiyordum.
Partizanca vurmak istiyordum hayata. Onurumla gibmek istiyordum.
Sınıf ders işlemek üzereyken biden ayağa kalkacaktım, tahtanın önüne yrüycektim sınıftan çıt çıkmayacaktı, söyleyecektim tüm içimden geçenleri dinleyecekti insanlar ders alacaklardı dediklerimden.(virgül koymayı unutuyorum sevgili dostlar kusuruma bakmayın.)
Ercik reisin dediği gibi: "Bir gün anlayacaksınız waay bee diyeceksiniz Ercik büyük adammış, biz onun kıymetini bilemedik diyeceksiniz... "
Ama olmuyordu, partizanca vuramıyordum, kızları öğretmen masasında inletemiyordum. Bir çokış yolu arıyordum bir kurtuluş.
Anlıyorsun değil mi dostum.
Tek dostum.
Kıymetli dostum.
ilgisiz dostum.
Eski Dostum.
O partizanca hayaller, kolektif dünya hayalleri geride kaldı...
https://www.youtube.com/watch?v=VScSEXRwUqQ
Japonlar gibi bakmalıydım dünyaya, değerlerimi bilecek ama dünyaya entegre olacaktım tıpkı
Lao Tzu reisin söylediği gibi boyun eğmek baş kaldırmaktır diyecektim. Uyum göstermeyi öğrenecektim.
Tatlı gülüşler yalan yere üzülmeler.. Bunu şizofrenler gibi yapacaktım. Duyguyu hssedecektim gerçekten ağlayacaktım. Çünkü hiç bir değerim yoktu kapitalist dünyada. Emeğimle değer kazanmak isterdim, çünkü herkes emek verebilirdi hatta ben bile.