+1
Beğenilmesi dileğiyle oluşturulmuş bir kurgudur.
Ortaokuldan bu yana her yaz tatilini köyümde dedemlerle beraber geçiririm. Bu yıl lise bitmişti fakat girdiğim sınavlar bi sonuç vermeyecek gibi gözüküyordu.
Okul biter bitmez doğru köye gittim. Dedem gil iyi karşılamıştı fakat sınavlardan konu açılınca suratlarına bakamıyordum. Köyümü çok severdim okulda çok çevrem yoktu ama bütün köyü tanırdım ve severdim birçok da arkadaşım vardı.
Her gece sabahlara kadar arkadaşlarımla takılırdım köyde. O lanet gecede keşke istisna yapsaydım.
Yatsıdan sonra karşı komşumuzun oğlu Tarık'la bigibletlere geziyorduk. Tarla bölgeleri köy evlerine okadar uzak değildi, bizde yanından geçerken bi karpuz patlatmazmıyız dedik..
Bi karpuzu bitirdikten sonra tekrar bigibletlere döndük. Eve gidiyorduk saat geç olmuştu ve uykumda gelmişti. Fakat az ilerdeki aylınlatma direğinin dibinde gördüğümüz bişey bizi yoldan alıkoydu.
Bizim köyde kellekesen derler, tilkiye benzer bi hayvan vardır, tarlada yiyecek bişey bulamazsa milletin kümesine dayanıp tavuk çalar. Direğin arkasında da aynı bundan bitane vardı. Fakat kellesi yerinde değil sırtına bağlanmış bi şekildeydi. Gözleri oyulmuş yerine siyah bişey koymuşlar, 4 patisini de eklem yerlerinden kesmişlerdi. Bir de karnında bi dikiş vardı. Etrafında bol bol sinek vardı ama yerler kan revan değildi.
Bi mide bulantısı ve ürkme verdi fakat kusturmadı. Tarık la münakaşa ettik. Napalım ne edelim. Dedik biz ellemeyelim bi sıkıntı çıkabilir. Dedem de kahvededir bunun fotoğrafını çekip bi gösterelim dedik.