yüzbaşı içeri sızdı biz de dışarda mevzi tutuyoruz mağaraya yaklaşmaya karar verdim gidiyorduk sonra patlama oldu uçtum ve yarı baygındım diğer askerlerim arkada kaldığından etkilemedi ve hemen beni kaldırdılar iyimisiniz komutanım diye bende zarzor duydum iyiyim ama az duyuyorum dedim onlarda komutanım 3 ümüz kaldı jandarma cevap vermiyor z
dedi ben toparlandım ve telsizi aldım uzun uğraş sonucu bir tane er cevap verdi komutanım pusuya düştük 4 kişi kaldık adamlar yaklaşık 40 kişi dedi ve sonra bir silah sesi ile düşme sesi geldi ve sonra bir şahadet fısıltısı duydum ve bağlantı kesildi sonra baktım bunlar komutanım desteğe gidelim dedi ben de siz bana emanetsiniz ve ayrıca arkadaşlarınız şehit düştü biz de frekansı ayarlayıp komutanım Albay Orhanı aradım komutanım 30 kişilik bir timden kalan askerleriz dedi ben daha tekmil vermeden anladı kim olduğu Mete kimler yaşıyor dedi ben de komutanım er emre ile kıdemli onbaşı Yahya dedim o da sizi kurtarıcaz fakat her yeriniz bataklık evlat dedi ben de komutanıma komutanım bize bu emri kim verdi dedi ben dedi ben de size kim emretti deyince o da tuğgeneral Sinan dedi ben de Efendim bir tuğgeneral ve bir Albay bizi bilerek ölüme göndermez dedim o da hafif üzgünce evlat bizde baskı altındayız biliyorsun olayları dedi ben de biliyorum komutanım dedim komutanım benim hayatım artık önemli değil ama şu genç çocukları çıkarayım bu çocukları yaşatmalıyım dedim o da Mete sen mağaranın arkasındaki tepeden gidersen önünüz temiz orda 8 km ilerde bir dağ karakolu var oraya giderseniz sizi alabiliriz dedi ben de emredersiniz dedim ve telefonu kapattı komutanım ben de askerlere ölen kardeşlerinizin cephanelerini alın ihtiyaç olabilir dedi ve aldık bomba atarları fulledim ve azcık bir şeyler atıştırıp harekete geçtik ve tepeye çıktık etrafa bakındım ve sol da yaklaşık 2km ötede bir küçük grup vardı buraya geliyor ben de askerlere durun bir fikrim var dedim