Bazı Türkçü gibi davranan fakat asıl amaçları bizi birbirimize düşürmek olan bazı sayfalar Azerbaycan Türkü kardeşlerimizle bizleri kışkırtmaktadır.

Ve iki taraf da saçma sapan hikayeler uydurarak birbirlerine karşı propaganda yapıyor. Bizdeki meşhur hikaye şöyledir; ''Şah ismail bir gün Yavuz Sultan Selim'e bir kutu dolusu tak göndermiştir. Bizim Başbuğ da hemen bir kutu dolusu güllü lokumu şu not ile geri gönderir; Herkes Yediğinden ikram eder.Azerbaycan Türklerinde Anlatılan Hikaye ise şöyledir;Şah ismail Çaldıran Savaşı'nda Yavuz Sultan Selim'in Topçu birliklerinin arasına dalarak bir topu kılıcıyla ikiye keser, Bunu gören Yavuz savaştan sonra Şah ismail'Den Kılıcı ister. Şah ismail kılıcı gönderir fakat Yavuz ne kadar uğraşsa da kılıçla topu ikiye bölemez. Bunun üzerine Yavuz Şah ismaile başka kılıç göndermişsin diyerek sitem eder. Şah ismail de şu cevabı verir; Maharet kılıçta değil, onu tutan bilekte.'' Bu iki hikayede tamamen uydurmadan ibarettir.

Şah ismail'in Doğu Anadolu'da adamları aracılığı ile isyanlar çıkartması, Birkaç tane şehri de isyanlar sayesinde ele geçirmesi Osmanlı'yı Çaldırana mecbur etmişti. Yavuz bu tehlikeleri Trabzon Sancağında henüz bir şehzade iken sezmiş, Şehzadeliğinden beri bu savaşın olacağını düşünerek hareket etmişti. Şah ismail'in şiir yazarken kullandığı mahlası Hatayî (X?tai)'dir. Anlamı ise hata yapan demektir. Şah ismail hatasını sonradan anlamış, ve Sufi Kıran isimli şiirinde şu dizeleri yazmıştı; ...

Çöl olasi Çaldıran
Altun kadeh kaldıran
Hatayi'm ağlar gezer
Musahibin aldıran