+1
Musluğu açtı ve ve kırmızı gözlere sahip bir kişi gördü. Korkudan çığlık atmak yerine kafasını tekrardan suya daldırdı. Alarm sesi ile kabusunun bittiğini sanarak “o kadar güzel rüyadan sonra bu kabusta neyin nesi” diyerekten hayretler ve şoklar içerisinde yatakta bir sağa bir sola dönmeye başladı. Babası başına gelmişti Buket’in. Babası Buket’e “Unuttun galiba küçük kızım. Bugün tiyatro gösterin var” dedi. Buket yataktan fırlayarak “O bu-bugün müydü?” diyerek tuvalete koştu. Kahvaltı masasına o kadar aceleyle gelmişti ki “Anne ben çıkıyorum” dediği an annesi arkasını dönüp görmese pijamalar ile gidecekti okula. Annesi her vakit yaptığı gibi imalı bir ağız ilen “Prensesim benim be. Saç baş incin ve üzerinde pijamalar ile bile çok tatlı yav. Ne güzel çocuk vermişim sana gör Aykut” dedi. Babası kafasını sallayıp annesini onaylayıp Buket’e doğru bakıp gülmeye başladı hanımı ile birlikte. Buket odasına çıktı. Üzerine uyumsuz bir kıyafet kombini seçti ve alelacele aşağıya indi. Baba “Hadi geç kaldım çabuk bitir şu çayını” dedi. Babası ile “Bu kahve kızım, fincanın içi gözüküyor da annen gibi sana ay eseri vurdu galiba” diyip bıyık altı güldü. Annesinin babasına olan sert bakışlarını gören Buket’in bile sıcakkanlılığı o bakışlar ile buz tutmuştu ve kıvrak zekasını konuşturan Buket “Ben seni dışarda bekliyorum babacım benim” diyip (Babasına 2 nolu bakışı attı yani “Annemin felaketinden kaç kurtar kendini” demekti bu ) babası olaybiı anlayıp “Kızım dur bende senle çıkayım” diyip trip ve atardan kendini kurtaramadı ancak erteleme tekniğini kullandı. Annesi de olayı anlayıp “Akşam yemeğinde görüşürüz bey” diye seslendi arkalarından.