-
51.
+1sonra ekran birden mert'e döndü. mert yusuf müdürün yanına gidiyordu. fakat buradaki garip olan şey mert ve yusuf müdürün başbaşa konuşmasıydı. içerde'nin 1.bölümü gibi aynı sahne vardı. buradaki sahne aşırı tuhaftı. neyse mert yusuf müdürün yanına geldi ve aralarındaki konuşma şuydu:
YUSUF MÜDÜR: mert, evlat...
MERT: evet.
YUSUF MÜDÜR: içerde misin evlat... ?
MERT: ...
konuşma duraksarken mert birden "iÇERDEYiM MÜDÜRÜM" diyerek mert elinin arkasındaki bıçakla yusuf müdüre sapladı. fakat mert bunu niye yaptı bilemiyorum. ardından:
YUSUF MÜDÜR: MERT... ?
mert yusuf müdüre sapladığı bıçağı çekip tekrar saplar. bıçağı çeker, müdür de yere düşüp kanlar içinde can çekişerek ölüyordu. cidden bunu nasıl kurguladılar aklımı almadı. BirDe mert kahkaha atıyordu, bir pgibopat kahkahasıydı... mert anlaşılamayacak dilde birşeyler söylüyordu, fakat anlayamadım ne dediğini. ekran birden sarp'ı gösterdi; sarp o sırada kendi kendine sessizce birşeyler söylüyordu. yeşim sarp'ın yanına gelir ve sarp'ı tutup taşıyordu. sahne bodrumu gösterdi. yeşim de sarp'ı bodruma sürükleye sürükleye zütürüyordu. bodrumda tuhaf tuhaf sesler duyuluyordu ve karanlıktı. bir zombi sesi galiba... yeşim ışıkları açtı ve tuhaf yaratık vardı, kimdi o; celal'in oğlu MUSTAFA idi.
mustafa tam bir zombiydi. mustafa saldırmaya kalkışıyordu ama boynunda bir halat vardı, tıpkı köpeği zincirle bağlamışlar gibi. napacaktı yeşim, sarp'ı mustafa'ya yem mi edecekti? sarp o sırada yalvarıyordu yeşim'e... o yalvarışlar varya neredeyse ağlayacaktım. sarp "beni bırakma" diye ağlayıp yalvarıyordu. yeşim sarp'ın yalvarışlarına karşılık kahkaha atıyordu, şeytanice bir kahkahaydı. yeşim sarp'ı bodruma bırakıp, ışıklarını söndürüp, kapısını kilitleyip bodrumdan çıktı. yeşim bodrumdan çıkarken sarp'ın bağırışları duyuluyordu. sarp bodrumda çaresizce bırakıldı...
başlık yok! burası bom boş!