/i/Anket

    başlık yok! burası bom boş!
  1. 51.
    0
    Şimdi şöyle;

    Zannımca bu "ifade özgürlü" kavramı ucu bucağı olmayan ve çoğu yönetim erki tarafından da sınırları kesin olarak çizilemeyen bir kavram. Hani yasalar da bazı boşuklar olur ya onun gibi. Mesela sen ben oturur Atatürk ün politik, siyasi,askeri başarı ve başarısızlıklarını yahut yetersiz kaldığını düşündüğümüz noktaları tartışırız.Ama işte bu ifade özgürlüğünü zütten anlayan veled-i zina nın teki çıkar ana avrat dümdüz gider mesela.Şimdi bu durumda yapılabilecek 3 şey geldi aklıma:

    1-ifade özgürlüğünü belirli bir kalıba sokmak (Kalıbı varsa ne kadar özgür olacak?)
    2-Özcan Deniz ezoterik öğretisini hayata geçirmek "o konulara girmeyelim"
    3-Haddini aşanları ciddiye almamak

    Şimdi 1.önerme sıkıntılı ama elzem. Tamam özgürlüğe ket vuruyorsun bir miktar ama diğer türlü de önünü alamazsın. Biri de çıkar lan madem özgürüz dur ben de şuna bir sövem der.

    2.önerme hepten sıkıntı.Şimdi sen bu konuda yazılmasını çizilmesini konuşulmasını yasaklarsan toplumsal açıdan sorunlar çoğalır.Bu sefer bazı demagoglar peydah olur "Vay efendim işte bu adam (haşa) Allah mı niye gonuşamıyoh?" der. Gereksiz yere gerginlik olur halkta

    3.önerme de şöyle sıkıntılı şimdi tamam sen ciddiye almazsın ama ciddiye alacak olan insanları ne yapacağız?Ki bu ciddiye alacakların bir kısmı da olgun tipler olmayacak. Hani bu sefer de onlar çıkıp "ya bu gibik kim ki ülkenin kurucusuna küfür edebiliyor/neden kimse ses çıkamıyor" diyerekten karşıt bir görüş oluşturacak. Eğer fiili saldırılar başlarsa o işin sonu karakolda biter.

    Şimdi diyeceksiniz ki ne yapak o zaman amcık?

    Şu olabilir:

    Belirli kişi/kurumların bu konuda yazmasına müsaade etmek (bunu kim nasıl seçecek bilmiyorum)

    Argo kullananlara ceza uygulamak (Caydırıcılık yükcikse geçici bir çözüm ama uzun vaadede bir taka yaramaz hatta işleri zorlaştırır)

    Toplumun asimile etmesini beklemek (Bu sefer devlet organının halk üzerindeki gücü, otoritesi sarsılır)

    Yani nereden tutsan elinde kalıyor. Aklıma gelen en mantıklı çözüm:

    Kişiler arası özel diyaloglarda tahütleri iki tarafın da belirlemesi doğrultusunda tamamen özgür kılmak. Halka açık alanlarda ise maneviyata/kültürel ve milli değerlere saygıda kusura mahal vermeksizin konuşulmasını denetimli serbest kılmak.

    Yani bu da çok elle tutulur bir çözüm değil ama ne yapalım amk herkesi memnun edemeyiz ki eşek fıkrasındaki gibi düşün.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      0
      Atatürk'ü Koruma Kanunu zaten çıkarılmış. Ve 2009'da onu eleştiren ve hakaret de etmeyen , sadece sert dille eleştirilen ismini net hatırlamıyorum bir politikacıya basın karşısında 2 sene mustafa kemalden iyi de olsa söz etmeme ve 6 ay hapis cezasına çarptırılmıştır hatta. Hali hazırda Atatürk'ü Koruma Kanunu vardır. Ki bence bu ds yanlış bir kanundur
      ···
    2. 2.
      +1
      Ona ben de karşıyım. Genelde bunu söyleyince cenahtan şunu duyuyorum "ya işte ülkenin kurucu atasına küfür mü etsin?" canım herkes küfür etmesin tabi de verdiğin örnekteki gibi bir olay da yaşanıyorsa kanun ya da uygulayan kurum bir gözden geçirilsin. Hayır şu an adamın biri çıkıp beni şikayet etse (ki yazımda Atatürk hakkında tek bir söz yok) savcılığa gitse oradan da sibere ya hani bir şey çıkmaz da boş yere mahkeme masrafı. Hatta aklı baliğ olmayan insafsız bir savcının/hakimin eline düştüysek manevi tazminat kapsamında devlete para öderim.

      Ne bileyim kanka ya çok ta düşünmek, yazmak sicili bozmak istemiyorum. Korkaklık olduğunu sanmıyorum kendimi ateşe atmama değmez bence.
      ···
   tümünü göster