+9
ikinci kata girdiğimizde gökten salona doğru sızan güneşle karşılaştık. Tavanda yer yer delikler vardı ve yere düşen küçük beton blokları fark ettim. Tozdan ve topraktan zemin tamamen kaplanmış her adımda birkaç santimlik ayak izlerimiz oluşuyordu.
Bu kızın da ne tarafa doğru gittiğini gösteriyordu lakin izler tek başına olmadıklarını gösteriyor, en az 3 kişinin burada sığındığını açık ediyordu.
Gülümseyerek kızın adımlarını takip etmeye başlamıştım ki ayağıma dolanan iple kendimi tavana asılı buldum. Tuzağa düşmüştük, Arbeletim ve çantam sarsıntıyla ellerimden kayarak yere düştü. Ayağıma kalınca beyazz bir ip dolanmış beni yerden bir buçuk metre kadar yukarıya baş aşağı asmıştı.
Panikle kılıcımı çektim lakin bir ok ucunun enseme değmesiyle ellerimi aşağı doğru sarkıttım.
Ayni şey Ahmet ve Zeynep'in de başına gelmişti. iki kız oklarını onlara doğrultmuş, bizimkiler bir kelime, hiç hareket edemeden silahlarını yere bırakmışlardı.
Ardımdaki kız sert bir sesle "Kaç kişisiniz"diye sordu.
Bulunduğum duruma uygun bir şekilde " "14" dedim benimle "15" " Kız okunu bastırarak "Ne istiyorsunuz" diye sordu. Galib neden korktuğunu anlamıştım yağma ve ölüm. Yuuşak bir onla "Korkmanıza gerek yok tek istediğimiz sıcak bir gece ve konaklamak hırsızlık gibi bir niyetimiz yok" dedim.
Kızıl saçlı kız beni takip ederek "En azından onun harcindekilrin" dedi.
Kız, ardımdan bağırarak "Ne?" diye sordu