-
76.
+2Bu gavat eline kolundaki saati çıkarıp takardı muşta gibi millete vururdu. Benim ilk zamanlarım olduğu için hemen fire vermek istemediğimden çok fazla uzatmadım. Bir keresinde yanıma gelip omzuma bi yumruk atıp gülmeye başladı. Ulan bendeki de sabırmış bu zamana kadar. Bunu tuttuğum gibi kaldırmamla yere vurmam bir oldu. iki büklüm kurbağa gibi kaldı. Çok rahat 3-4 dakika kalkıp yürüyemedi. Ondan sonrada bana bi dahada elleşmedi zaten. Sınıfa ilk geldiğim günden beri yaklaşık 3 senedir aynı sırada oturduğum kardeşim dediğim tek adam Eren vardı. Eren hafif kilolu orta boylu esmer dalgalı saçlı çok delikanlı bir çocuktu. Annesi kanserdi onun en büyük sıkıntısı buydu hayatta. Bizde bizimkine dert diyoruz aşk acısı falan hepsi hikaye bunun yanında. Erenle çok iyi anlaşırdık beraber kantine gider, bahçede tur atardık. Kısacası öz kardeşim gibiydi. Tek çocuğum gerçi başta söylemedim. Birde Kadir vardı. Kadir sarışın fazla sivilceli uzun boylu güçlü kendine baksa yakışıklı bir çocuktu. Biz zaten hep bu üç kişi olarak takılırdık okulda. Şuanda da benim bulunduğum Denizcilik Lisesinde okuyan panpalarım mutlaka bizi görmüştür. Kantinde falan sabahın erken saatlerinde hep biz oluruz genelde...
Ha Anadolu Lisesindeki çocuklara gelirsek.. Simayla tek tük konuşmalarımız vardı, çok özlüyordum. Hakan ve Emreyle şuanda da bile görüşüyoruz. Ben nakil aldıktan sonra benim yerime o sınıfa çok yakın bir arkadaşım Can geldi. Can sarışın uzun boylu mavi-yeşil karışık bir göz rengine sahip yakışıklı bir çocuktu. Can girdiği her ortama çok rahat uyum sağlayabilen ve çevresinede kendisine uyum sağlayabildiren bir kişilik. Okulda Eren'le birlikte tuvaletteydik ve içeri Makine hocalarından biri geldi.. Ali Rıza Hoca. Kısacası ARIZA. Ali Rıza Hoca okulun en saykopat dövme stillerine sahip olan fakat yeri geldiğinde pamuk gibi bir adama bürünüyordu. Gerçekten çözmek çok zordu. Nerde kalmıştık tuvalete ARIZA Hoca girdi ve olanlar..
başlık yok! burası bom boş!